19. yüzyılda halk bilimi çalışmalarının bilimsel bir niteliğe kavuşması mitolojinin olumsuz anlamlarından kurtulmasını sağlar. Mitoloji, insanların ilkel dönemlerinde kendilerini ve dünyayı anlamlandırmaya çalışmalarının bir ürünü olarak ortaya çıkar. Bu nedenle anlatılan bilgi “gerçek ve kutsal bir hikâye” olarak kabul edilir. Zamanla toplumsal değişmeler nedeniyle mitler yerini efsane gibi türlere bırakır. Efsanenin pek çok kökeni olmasına rağmen mitik motifleri günümüze kadar ulaştıran ve inanç özelliğini taşıyan bir folklor ürünüdür. Efsane, kendine özgü üslubu bulunan gerçek ya da hayali yer, olay ve kişiler hakkında sözlü kültür ortamında anlatılan nesir biçimindeki halk edebiyatı türüdür. Efsane ile mit arasında konu, mekân, tanım, zaman, inanç, gerçeklik gibi pek çok unsur arasında ortaklık vardır. Bu makalede Bartın’da, birincil kültür ortamında 2018 yılında derlenen altı efsanedeki su, mağara, boğa ve yılan mitik motifleri üzerine çözümleme yapılmıştır. Su, yaratılış ve eskatolojik mitlerdeki simgeselliğini efsanelerde de koruduğu görülmüştür. Türk mitolojisinde ilk insanı doğuran Ana Tanrıça mağara, efsanelerde gizemli ve korku işleviyle koruyucu iye olarak bulunur. Boğa, gücün ve yeniden yaratılışın simgesi olarak efsanelerde mitik konumuyla yer alır. Yılan, yer altı dünyasıyla ilişkilendirildiğinde kötülüğün, yeryüzü ile ilişkilendirildiğinde iyiliğin sembolü olduğu tespit edilmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 10 Temmuz 2019 |
Gönderilme Tarihi | 27 Mayıs 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 |
Çeşm-i Cihan: Tarih Kültür ve Sanat Araştırmaları E-Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Dergimiz aşağıdaki indeksler tarafından taranmaktadır: