Edebî eserleri yorumlama ve incelemede başvurulan öncelikli unsurlardan biri mekândır. Mekân, bireyin ruh hâlini yansıtmasının yanında eserin yazılmış olduğu dönemin koşullarını ve toplum yapısını da ortaya koyar. Edebî eserlerde mekâna; dar, geniş, açık ve kapalı olarak rastlanılmasının yanında mitik ve gerçek mekân olarak da karşılaşılmaktadır. Kökleri çok eskiye dayanan destanlarda mitik ve gerçek mekânlar hâkimdir. Destanı yaratan toplumun bulunmuş olduğu konum, destandaki mekânın oluşması açısından önemlidir. Özellikle bugün Rusya Federasyonu içerisinde yaşamakta olan Altay Türklerinin destanlarına, bağlı bulundukları dinin etkisi, farklı etnik gruplarla bir arada yaşamış olmaları ve coğrafyanın yapısı etkilemiştir. Yaşadıkları bölgenin dağlık, engebeli ve akarsu havzasında olmasından dolayı Altay destanlarında nehir, dağ, orman vd. sık karşılaşılan gerçek mekânlardır. Bunun yanı sıra Altay Türklerinin Şamanizm inancına sahip olmaları, destanlarda mitik mekânlarla karşılaşılmasını sağlar. Bu mitik mekânlar yeraltı olabileceği gibi su içi dünyası da olabilir. Bu makalede Altay Türklerine ait Ösküs Uul Destanı, mitik mekân ve gerçek mekân açısından incelenmiştir.
Altay Türkleri Ösküs Uul Destanı mekân mitik mekân gerçek mekân
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 2 Temmuz 2018 |
Gönderilme Tarihi | 31 Ocak 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 5 Sayı: 1 |
Çeşm-i Cihan: Tarih Kültür ve Sanat Araştırmaları E-Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Dergimiz aşağıdaki indeksler tarafından taranmaktadır: