Ütopyalar, var olmayan ideal dünyaların özlemini yansıtan kurgular olarak edebi geleneğin erken dönemlerinden itibaren şekillenmiştir. Ancak bu hayali anlatılar zamanla gerçek dünyanın sosyal, siyasal ve çevresel sorunlarını göz ardı ettikleri gerekçesiyle eleştirilmiş ve bu eleştiriler doğrultusunda ütopyaların yerini daha karamsar bir bakış açısını benimseyen distopyalar almıştır. Distopyalar; ütopyaların gerçekleşme umudunu ortadan kaldıran, onların zaaflarını görünür kılan ve ideal düzenlerin hangi koşullarda otoriter yapılara dönüşebileceğini sorgulayan eleştirel anlatılardır. Bu anlatıların gelişimi özellikle teknoloji ve bilimin birey yararına kullanılacağı yönündeki inancın zayıflamasıyla hız kazanmış ve distopik bakış açısı giderek daha görünür hâle gelmiştir. Sanayi Devrimi’nin ardından ortaya çıkan bu eleştirel tavır, İkinci Dünya Savaşı gibi insanlık tarihini derinden sarsan yıkıcı olaylarla daha da belirginleşmiştir. Başlangıçta yalnızca yetişkin edebiyatında görülen distopyalar, zamanla çocuk edebiyatına da taşınmıştır. Distopyalar çocukların algı düzeyine uygun, ancak günümüzün temel sorunlarını yansıtan biçimlerde yeniden kurgulanmıştır. Çocuk distopyaları umut içeren sonlarıyla yetişkin örneklerinden ayrışmakla birlikte teknolojik gelişmelerin yol açabileceği bireysel ve toplumsal tehditleri, aynı zamanda ekolojik felaketleri görünür kılmak açısından önemli bir işleve sahiptir. Bu çalışmada kuramsal bir çerçeve oluşturmak amacıyla ütopya ve distopya kavramları tarihsel bağlamda ele alınmış, ardından çocuk edebiyatında distopyaya yöneliş açıklanmıştır. Devamında ise teknolojik yıkım ve ekolojik dengenin bozulması temaları ayrı başlıklar altında değerlendirilmiş, son olarak Tuğba Coşkuner’in Dünyanın Son İnsanları serisi Özdağ ve Aslan’ın ekoeleştirel kriterleri ışığında çözümlenmiş ve çevre bilinci, doğayla bağın kopuşu ve etik sorumluluklar gibi unsurlar metinden yapılan alıntılarla birlikte yorumlanmıştır.
Çocuk edebiyatı distopya teknolojik yabancılaşma ekolojik kriz ekoeleştiri
Utopias have emerged as fictional reflections of the longing for ideal societies, taking shape in literary tradition since its early stages. However, over time, these imaginative narratives have been criticized for ignoring the social, political, and environmental problems of the real world. As a result, they have been replaced by dystopias, which adopt a more pessimistic perspective. Dystopias eliminate the hope of realizing utopian ideals, expose their weaknesses, and question how ideal systems might turn into authoritarian structures. This shift gained momentum particularly as trust in the benevolent use of science and technology diminished. The critical stance that emerged after the Industrial Revolution became more evident with the destructive events of the twentieth century, such as World War II. Initially seen only in adult literature, dystopias later found their place in children's literature as well. These narratives have been reimagined in ways appropriate for children's levels of perception, reflecting contemporary global concerns. While children's dystopias often conclude with hope, they serve a vital function in highlighting threats arising from technological progress and ecological degradation. This study aims to build a theoretical framework by first addressing the historical background of utopia and dystopia, then examining the rise of dystopia in children’s literature. Subsequently, the themes of technological destruction and ecological imbalance are analyzed. Finally, The Last People on Earth series by Tuğba Coşkuner is evaluated through the lens of Özdağ and Aslan’s ecocritical criteria, revealing how environmental consciousness, the loss of connection with nature, and ethical responsibilities are represented through selected excerpts and literary analysis.
Children dystopia technological alienation ecological crisis
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Çocuk Edebiyatı |
| Bölüm | Araştırma Makalesi |
| Yazarlar | |
| Gönderilme Tarihi | 29 Mayıs 2025 |
| Kabul Tarihi | 12 Haziran 2025 |
| Yayımlanma Tarihi | 29 Kasım 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 8 Sayı: 2 |
International Journal of Children's Literature and Education Researches