Tarihsel arka planı zengin olan Türk-Çin ilişkileri, Pekin hükümetinin Kuşak-Yol projesiyle yeni bir sürece girmiş gibi görünmektedir. 1991 sonrası gelişmelerle hız kazanan, ardından bir süre durağanlaşan Türkiye'nin Orta Asya politikası 2016 sonrası yeni boyutlar kazanmıştır. Çin'in Kuşak-Yol projesi ile Türkiye'nin Orta Asya'ya dönük beklentilerinin nasıl bir seyir izleyeceği ve mevcut dış politika yöntem ve dinamiklerinin ne derece işe yaradığı çalışmamızın ana eksenini oluşturmaktadır. Tarihi bir arka plan sonrası, 1991 ve sonrası gelişmelerin değerlendirileceği çalışmamızda, bilhassa Özal dönemi yaşanan gelişmelere ve Özal’ın Orta Asya cumhuriyetleri ile yakınlaşma gibi görünen ve önemli olduğu düşünülen eylem ve söylemlerine atıfta bulunulacaktır. Bilahare Çin'in 2013 sonrası başlayan Kuşak-Yol girişiminin ve Türk dış politikası hedeflerinin ne denli uyum ve çatışma içine gireceğine dair gözlem ve çıkarımlar değerlendirilecektir. Türkiye’nin 2016 sonrası özellikle Orta Asya ülkelerinde de yoğun faaliyeti olan Gülen hareketi ve benzeri yapılanmalara karşı olan resmi tavrındaki değişiklikler yeni bir boyutu da beraberinde getirmiştir. Öte yandan akraba ve komşu sayılan devletler ile ilişkilerin zaten gel-gitler yaşadığı bir dönemde bir de Çin’in Kuşak-Yol projesi ile Türkiye’nin belki de yoluna çıkması meseleyi daha da ilginç hale getirmektedir. Çalışmamız tüm bu detayların ardından bir sonuca ulaşmak yerine geleceğe dönük bir ara sonuç ile başka araştırma ve çalışmalara zemin hazırlamak ümidindedir.
The rich background of Turkish-Chinese relations would appear to be entering a new phase with the Belt and Road Project being spearheaded by the Beijing government. Turkey’s Central Asian policy, which gained momentum with the developments following 1991, but which then slowed for a while, gained a new dimension after 2016. The potential of China’s Belt and Road Project, Turkey’s expectations from Central Asia, and the extent to which the methods and dynamics of foreign policy will be useful in these regards are the main focus of the present study. In our paper, after providing a historical overview and examination of the events of 1991 and the era that followed, especially under Ozal’s government, Ozal’s actions and statements indicating rapprochement, and that are considered important, will be assessed. Following this, observations and extractions will be made to assess the extent to which China’s post-2013 Belt and Road Initiative and Turkish foreign policy goals are in harmony or conflict. Changes in Turkey’s official standpoint as regards to the Gulen movement and its intensive activities in Central Asia, among a number of similar structures, have brought a new dimension to the agenda. On the other hand, the crossing of Turkey’s path by China with the Belt and Road Initiative makes the matter even more worthy of study. This paper, after addressing all these details, will hopefully lead to further researches and works, with an intermediate result for the future rather than a conclusion.
Belt and Road Central Asia Özal harmony conflict Gulen movement
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Asya Toplumu Çalışmaları, Bölgesel Çalışmalar |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 |