Bu çalışmada, Avrupa Birliği’nin
Kurumsal ve onun üç büyük üyesi olan Almanya, Fransa ve İngiltere’nin de ulusal
olarak, Arap Baharı sürecinde Orta Doğu ve Kuzey Afrika’ya yönelik yaklaşımı
analiz edilmektedir. Arap Baharı sürecinde de, bölge için, en önemli dış
aktörlerden birisi olan AB’nin yapısal bir sorunu olan ve önemli krizlerde on
yıllardır gösterdiği siyasi parçalanmışlığı birkez daha gösterdiği
görülmektedir. Hemen hemen tüm durumlarda özel güvenlik ve ekonomik çıkarlar;
özel bağlar, iç politikaya dönük mülahazalar üyelerin tepkilerini
şekillendirmiş ve AB’yi sınırlamıştır. Tarihsel ve sosyolojik perspektiften
bakıldığında Avrupa ve ODKA bölgesindeki Avrupa çıkarlarının uzun ve karmaşık
bir tarihi vardır. Arap Baharıyla beraber, yine bölgeden kaynaklanan tehdit
algısının giderek yükseldiği bir döneme geçilmiştir. AB’nin bölgeye
yaklaşımının dört temel unsura dayandığı vurgulanabilir. Bunlar, üyelerin
(stratejileri) arasındaki farklılıklar, demokratikleşme için yeni araçlar,
koşulluluk ve sürdürülebilir sosyal-ekonomik kalkınma için güçlü bir yaklaşımdır.
Ancak, genel olarak Avrupa bölgenin temel ve yapısal problemlerine duyarsız
kalmaya devam etmektedir. Bölge ülkelerinin kendi iç dinamikleriyle belirgin
bir kalkınma ve demokrasi hamlesi yapmadan, Avrupa’yla ilişkilerinin doğasında
önemli bir değişim yaşanması da pek olası görünmemektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Ekonomi |
Bölüm | Karatekin İİBF |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Aralık 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 |