19. yüzyıl ve 20. yüzyılın ilk yarısında Avrupa’daki sosyo-politik atmosferin temel paradigması olan Kolonyalizm, bir disiplin olarak henüz şekillenen arkeoloji üzerinde köklü bir etki bırakmıştır. Bu gelişim döneminde kolonyal perspektifin yön verdiği arkeolojik geçmiş anlatıları, üstün niteliklere sahip medeni topluluklar sömürgeciler ve karşılarında yer alan pasif ötekilerden oluşan bir ikilem içerir. Ancak, 1950’lerden sonra Avrupalıların kolonyal geçmişine karşı gelişen daha doğrusu üstüne inşa edilen postkolonyal teorinin, arkeolojik araştırmalardaki yansımalarıyla kolonyal literatüre alternatif fikirler geliştirilmiş akültürasyon, hibritleşme gibi temalar kullanılmaya başlanmıştır. . Bu makalede kolonyal ve postkolonyal yaklaşımların Batı Anadolu’daki arkelojik geçmiş kurguları üzerindeki etkileri eleştirel bir şekilde ele alınarak, Miletos ve Iasos’taki Geç Tunç Çağı tabakalarına yönelik eski ve güncel değerlendirmeler, birer örnek vaka olarak kullanılacaktır
Colonialism, the main paradigm of sociopolitical atmosphere in Europe during 19th and first half of the 20th the centuries had a deeply rooted effect on archaeology as a newly developing discipline. Archaeological narratives shaped by colonial perspective in this formation period contain a dichotomy of civilized societies the colonizer and non-active others. However, along with reflections of postcolonial theory, which was established on European colonial past after 1950s, alternative counter frameworks have been launched, and notions such as acculturation, hybridization has begun to flourish in archaeological studies. In this article, the effects of colonial and postcolonial approaches on the archaeological reconstructions of the past in Western Anatolia will be critically analyzed and pastpresent interpretations of Late Bronze Age stratums in Miletos and Iasos will be used as case studies.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Sayı: 18 |