Borçlanmanın
finansman ihtiyacının karşılanması ve ticari faaliyetlerin yürütülmesi için
kullanılması, tarih öncesi döneme kadar gitmektedir. Bu dönemde, borçlanma
ticari faaliyetlerini sürdürülmesi, kar elde edilmesi ve zorunlu ihtiyaçların
karşılanması için yararlı bir enstrüman olarak görülmüştür. Fakat faiz içeren
borçlanmanın ahlaki olmayan sonuçları nedeniyle eleştirilmesi, borcun tüketim
ya da üretim amacıyla kullanılması kadar eskidir. Nitekim yüzyıllar boyunca,
hem felsefeciler hem de düşünürler faiz içeren borçlanmanın ahlaki olmayan
sonuçları konusunda endişe duymuşlar ve bu konudaki görüşlerini faizin
yasaklanması ya da kısıtlanması şeklinde ortaya koymuşlardır. Zamanla faiz
içeren borçlanmaya yasal, ahlaki ve dini karşıtlık, ekonomik gelişmeler ve Kalvinizmin
etkisiyle yumuşamış ve bu 1500’lü yılların başında dini çevrelerin görüşünde
radikal bir dönüşüme yol açmıştır. Bu çalışmada, bir taraftan borcun tarihi
gelişimi analiz edilirken, diğer taraftan felsefi ve dini çevrelerin
borçlanmaya yönelik yaklaşımlarındaki dönüşümün ortaya konulması ve devlet
borçlarının felsefi ve dini temellerinin incelenmesi amaç edinmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Kasım 2018 |
Gönderilme Tarihi | 16 Nisan 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 16 Sayı: 32 |