24 Şubat 2022 tarihinde Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin, henüz 21 Şubat günü resmi olarak tanıma kararı aldığı Donbas cumhuriyetlerinin çağrısı üzerine Ukrayna’ya yönelik “bir askeri operasyon” yürütüleceğini dünyaya ilan etmiştir. Akabinde başlayan askerî harekât, uluslararası politika açısından olduğu kadar uluslararası hukuk açısından da büyük tartışmalar yaratmıştır. Putin yapmış olduğu konuşmada, başta ABD olmak üzere Batı devletlerinin Soğuk Savaş’ın sona ermesinden bu yana çeşitli askeri operasyonlarda kullanageldiği yasallık ve meşruiyet söylemlerine referans vermekte ve bunları Rusya’nın operasyonu için de kullanmaktadır. Bu yazıda Putin’in söz konusu açıklamaları referans alınarak, Rusya’nın askeri operasyon için öne sürdüğü gerekçeler hukuk felsefesinin kadim meselelerinden olan yasallık ve meşruiyet arasındaki ilişki bağlamında analiz edilmeye çalışılmaktadır. Çalışmanın temel savı ise uluslararası hukukun nesnel olmayan yapısı gereği, her bir egemenin kendi çıkarına uygun olacak hukuksal argümanları, uluslararası hukukun kaynakları arasında bulabileceği ve yapıp ettiklerini bu hukuksal söylem içinde meşrulaştırabileceğidir. Sonuç ise eşit haklar arasında uluslararası hukukun, siyasal güç lehine döneceğidir.
On 24 February 2022, Vladimir Putin, the President of the Russian Federation, announced to the world that a "military operation" would be carried out against Ukraine upon the call of the Donbas republics, which he had decided to recognise on 21 February officially. The military operation that started afterwards has created great debates not only in terms of international politics but also in terms of international law. In his speech, Putin referred to the legality and legitimacy discourses that Western States, particularly the United States, have been using in various military operations since the end of the Cold War and used them for Russia's operations. In this Article, regarding Putin's statements, Russia's justifications for the military operation are analysed in the context of the relationship between legality and legitimacy, which is one of the ancient issues of legal philosophy. The main argument of the study is that due to the non-objective nature of international law, each sovereign can find the legal arguments that will suit its interests among the sources of international law and legitimise its actions within this legal discourse. The result is that international law will favour political power among equal rights.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Uluslararası Hukuk |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Ekim 2023 |
Gönderilme Tarihi | 21 Ağustos 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 21 Sayı: 50 |