Akıllı şehirler, temel olarak insanların yaşam kalitesini artırmayı, kaynak kullanımını verimli
hale getirmeyi, çevreye zarar vermeyen çözümler geliştirmeyi ve gelecek kuşaklar
gözetilerek sürdürülebilirliği sağlamayı amaçlamaktadır. Her ne kadar bu tanımlara
genel bir itiraz olmasa da uygulamadaki çalışmaların sıklıkla hedeflerden ziyade kullanılan
araçlar ve teknik çözümlere odaklandığı gözlemlenmektedir. Bunun yanı sıra,
‘akıllı şehir’ kavramının paydaşlar arasında farklı biçimlerde anlaşılması da önemli bir
sorun teşkil etmektedir. “Akıllı” etiketinin yarattığı cazibe ve popülarite, kavramın
çoğu zaman “haksız” bir biçimde sahiplenilmesine ve bir pazarlama nesnesi olarak
araçsallaştırılmasına yol açmaktadır. Ayrıca, söz konusu etiketin toplumsal, dilsel ve
politik bağlamlardan kaynaklanan çokanlamlılığı, akıllı şehir olgusunun farklı şekillerde
algılanmasına ve parçalı bir söylem alanının oluşmasına neden olmaktadır. Akıllı Şehir
kavramı, taşıdığı düşünsel çerçeve, tanımlar, ortaya koyduğu stratejiler, yöntemler ve
araçlar açısından şehirlerin geleceği bakımından kritik bir öneme sahiptir. Bu nedenle,
ilgili girişimlerin doğru bir kavramsal çerçeve temelinde tasarlanması ve uygulanabilmesi
için kavramın doğru bir biçimde anlaşılması elzemdir. Aksi durumda, Akıllı Şehir
paradigmasına olan güven azalacak ve geleneksel kentsel uygulamaların devamı
söz konusu olacaktır. Bu çalışma, kavramın ortak bir anlayışla benimsenmemesinin
nedenlerini incelemekte ve potansiyel çözüm önerileri sunmaktadır.
Smart cities primarily aim to improve citizens’ quality of life, optimize resource use, develop environmentally friendly solutions, and ensure sustainability for future generations. While these objectives are widely acknowledged, practical implementations often focus more on tools and technological solutions than on the intended outcomes. Furthermore, the concept of “smart city” is interpreted differently among various stakeholders, which poses a significant challenge. The appeal and popularity of the “smart” label often leads to its misuse, with the concept being instrumentalized as a marketing tool. In addition, the label’s polysemous nature—shaped by social, linguistic, and political contexts—results in diverse perceptions of smart cities and a fragmented discourse. Given its conceptual framework, definitions, strategies, methods, and tools, the smart city concept
is critically important for the future of urban development. Therefore, a proper understanding of the concept is essential to design and implement initiatives on a sound conceptual basis. Without this, confidence in the smart city paradigm may decline, and conventional urban practices are likely to continue. This study explores the reasons behind the lack of a shared understanding and offers potential solutions to foster a more coherent and effective conceptualization of smart cities.
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Şehir ve Bölge Planlama |
| Bölüm | Araştırma Makalesi |
| Yazarlar | |
| Gönderilme Tarihi | 9 Eylül 2025 |
| Kabul Tarihi | 26 Ekim 2025 |
| Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: Akıllı Şehirler |