Bu çalışmada klasik eserlerden modern çalışmalara kadar birçok dilsel araştırmaya konu olan dilsel örüntünün son dönem dil çalışmalarına yansıması olan tedâmm olgusunun Arap dilinde cümlenin anlamsal bütünlüğüne katkısı ele alınmıştır. Bu olgu aslı itibariyle tüm dillerde farklı şekillerde bulunan temel örüntünün nasıllığını gözler önüne seren, şekilsel bir olgudur. Dilde iki unsurun birbirini gerektirmesi (istilzâm) veya kesinlikle yan yana gelmemesi (tenâfî) gibi durumlar tedâmm olgusu bağlamında incelenir. Her fiilin bir fâilinin (merfu bir isminin) olması, ism-i mevsûlün bir sıla cümlesine ihtiyaç duyması, sıfat ile mevsuf, mudâf ile mudâfun ileyh birliktelikleri istilzâm kapsamında değerlendirilirken; mudâf olan kelimenin fiil, zamir veya şart edatı olmaması tenâfî bağlantısı bağlamında ele alınır. İstilzâm ve tenâfî bağlantıları tedâmm olgusunun temel taşlarını oluştururken art arda gelen kelimelerin cümlenin söz diziminde belirli konuma sahip olmalarını gerekli kılan tevârud /tertipsel bağlantı da tedâmm olgusunun ayrılmaz bir bileşenidir. Bu konum göz önüne alınmayıp ihlal edildiğinde, cümlede meydana gelen anlamsal boşluklar sebebiyle cümle, öğrenilmiş dil kalıplarının dışına çıkar. Bu yönüyle cümleyi oluşturan kelimeler arasındaki doğal dizemsel bağlantı ya da cümle içerisinde kelimenin, kendisine eşlik eden diğer kelimelerle uyumlu birlikteliği de tedâmm olgusunun kapsamına girmektedir. Ayrıca bazı dilbilimciler, tertipsel bağlantıyı makam kavramıyla da ilişkilendirerek tedâmm olgusunu nahvî uyumun ötesinde belâğî bir üslup bağlamında değerlendirilmeye müsait hale getirmişlerdir. Bu açıdan bakıldığında tedâmm olgusuna çağdaş dilciler context of situation/ durumun bağlamı olarak nitelenen bir yön kazandırmıştır ki bu yönüyle tedâmm olgusu cümleye, nahvî örüntüden daha fazla anlamsal katkı sağlamaktadır. Bu çalışma, dildeki doğal örüntüye dikkat çekerek tedâmm olgusunun anlaşılmasıyla zihinde netleşen hazif, zikir, istitâr, rütbe ve takdir gibi olguların daha net anlaşılmasına katkı sağlaması açısından önemlidir. Çalışma, tedâmm olgusunun cümlenin anlamsal bütünlüğüne katkısını ortaya koymaya çalışan nitel bir araştırma olup, çalışmada veri toplama araçlarından belge inceleme aracı kullanılmıştır. Veri çözümleme aşamasında ise doküman analizi ve betimsel analiz teknikleri kullanılmıştır. Çalışma neticesinde, tedâmm olgusunun, alt unsurlarıyla birlikte cümlede anlamsal bütünlüğü sağladığı, bu bağlantıya dikkat edilerek oluşturulan cümlelerin anlamsal açıdan daha uyumlu bir bütünlük oluşturduğu görülmektedir. Cümledeki bu uyumu sağlayan tedâmm bağlantısının, alışılagelmiş ve genel kabul görmüş cümle örüntülerinin gramatik kurallara uygun bir şekilde kullanımını içerdiği sonucuna ulaşılmaktadır. Ayrıca bu bağlantı, konuşulan ortamın gereğine uygun söylenmiş lafızların içinde bulunulan makama uygun olarak yorumlanmasını da kapsamaktadır.
This study deals with the contribution of the tadām phenomenon to the semantic integrity of the sentence in the Arabic language, which is the reflection on recent studies of linguistic patterns that have been the subject of many linguistic studies from classical works to modern studies. This phenomenon is essentially a formal one that reveals the nature of the basic pattern found in different forms in all languages. Situations such as when two elements in the language require each other (istilzām) or cannot come side-by-side (tanāfi) at all are studied within the context of the tadām phenomenon. While the fact that each verb having an agent, and a relative pronoun (ism al-mawsūl) necessitating an attributive relative clause (jumlat sila), the adjective (sifah) and the noun qualified (mawsūf), the tadām of the first (the possessor – mudaf) and the second part (the possessed - mudaf ilayh) of the possessive case are evaluated within the scope of istilzām, the fact that the first part of the possessive case (the possessed - mudaf) cannot be a verb, a pronoun or conditional particle is discussed within the context of mutual incompatibility relationship (tanāfi). While the relationships of tadām and istilzām constitute the basic elements of tadām phenomenon, the positional relationship, which necessitates the successive words to have a position in sentence syntax, is an indispensable part of tadām phenomenon. If that position is not taken into account and violated, the sentence goes beyond the learned language patterns due to the semantic gaps that occur in the sentence. In this respect, the natural syntactic relationship between the words that constitute the sentence, or the tadām of a word harmoniously with other words accompanying it in the sentence also falls within the scope of tadām phenomenon. In addition, some linguists, associating the positional relationship with the concept of maqām (the position of a word in the sentence), have made the phenomenon of tadām suitable for evaluation within the context of rhetorical style beyond syntactic compatibility. Viewed from this angle, the phenomenon of tadām has been given an aspect that contemporary linguists describe as the context of the situation, and in this respect, the phenomenon of tadām provides a more semantic contribution to the sentence than the syntactic pattern. This study stands out in terms of contributing to a clearer understanding of phenomena such as hazf (omission), dhikr (mentioning), istitār (being hidden), rutba (order of the words in the sentence), and taqdīr (underlying structure) by drawing attention to the natural pattern in the language and making the phenomenon of tadām understandable. It is a qualitative research that tries to reveal the contribution of tadām relationship to the semantic integrity of the sentence, and document analysis, which is one of the data collection tools, was used in it. In the data analysis phase, document analysis, and descriptive analysis techniques were used. As a result of the study, it has been found that the tadām relationship, together with its sub-elements, provides semantic integrity in the sentence, and the sentences constructed by paying attention to this relationship constitute a more harmonious integrity semantically. It has been concluded that the tadām relationship that provides this compatibility in the sentence involves the use of conventional and generally accepted sentence patterns with the requirements of grammar rules. Furthermore, this relation comprises also the interpretation of the wordings articulated according to the requirements of the speech situation by their position in the sentence.
Arabic Language and Rhetoric tadam co-occurrence istilzam tanafi tawarud.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Arap Dili ve Belagatı |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 14 Haziran 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 15 Haziran 2024 |
Gönderilme Tarihi | 12 Şubat 2024 |
Kabul Tarihi | 1 Haziran 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 |
Cumhuriyet İlahiyat Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.