Bu makale, Atebât bölgesine yerleşen Şii ulamanın sosyal ve ekonomik yapısını inceleyerek onların aktivist ve siyasi örgütlenmelerini ve bölgedeki varlıklarını destekleyen konuları incelemektedir. Araştırma, son dönem Osmanlı İmparatorluğunun Sünni devlet algısını ve güney Irak’ta yayılan Şiîliğin bölgede başat bir güç halini almasının arkasındaki nedenleri irdelemektedir. Bunu yaparken devletin Şiîliğin yayılması karşısında verdiği tepkilere odaklanılmıştır. Söz konusu tepkiler Sünni devlet bakış açısı üzerinden okunmaya çalışılmıştır. Araştırmanın kapsamı, Kaçar Hanedanlığı (1796) ve Birinci Dünya Savaşı süreci arasında kalan döneme odaklanmaktadır. Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk dönemlerinde sınır bölgelerinde farklı din ve mezheplere mensup insanlar yaşıyordu. Medreselerin açılması ve ulemanın yükselişiyle devlet daha çok medrese temelli İslam'a yöneldi. Sünni otoriterlik merkezde güçlendikçe merkez ile çevre arasındaki sosyo-kültürel farklılıklar derinleşti. Anadolu'dan gelen bazı Türkmen toplulukları Safevî Devleti'ne katılmıştı. İmparatorluğun doğu kısmındaki Safevî Hanedanı (1501-1736) bu durumu avantaja dönüştürdü. Safevîler’in 16. yüzyılın başlarında Şiîliği resmî devlet mezhebi haline getirmeleri Osmanlı Sünnîliği’ni de kristalize etti. Böylece İslam'ın tek koruyucusu olma ve evrensel bir imparatorluk imajı inşa etme çabasındaki iki millet arasında şiddetli mücadeleler başladı. Bu süreç, her iki devletin toplumlarını şekillendirirken benimsedikleri tutumları, kullandıkları meşruiyet söylemlerini ve her iki taraftaki mezhepçiliğin istikrarını etkilemiştir. Safevîler, 1722'de Afganlar karşısındaki büyük yenilgilerine kadar dinî mücadelelerini sürdürdüler. Sonraki dönemde Sünnî-Şiî çatışması, I. Mahmud (1730-1754) ile Nadir Şah (1736-1747) arasında uzun uzadıya müzakere edildi. Ancak Şiîlik, Sünnî bir mezhep olarak kabul edilmedi. Sünnîler ve Şiîler arasındaki uzun süredir gündemden uzak olan çatışma, Şiî ulemanın Atebât-ı Âliye'de (Necef, Kerbela, Kâzımiyye ve Sâmerrâ) davet merkezleri olarak yerleşmeleriyle ve 19. yüzyılın başlarında İran'da Kaçar Hanedanı'nın (1796-1925) iktidarı ele geçirmesiyle yeni dönem başladı. Bu araştırmanın kaynaklarını Osmanlı arşiv belgeleri, İngiliz arşiv belgeleri ve konuyla ilgili ikincil literatür oluşturmaktadır. İlgili arşiv belgeleri özelinde hem Osmanlı devletinin Sünnî tepkilerini hem de Iraklı Şiî ulemanın söz konusu bölgede başat bir güç haline gelmesini görebilmek mümkündür.
İslam Mezhepler Tarihi Osmanlı İran Güney Irak Sünnilik Şii Ulema
This article examines the Shiite ulama's social and economic organization, which established its presence in the Atabāt region, its political and activist groups, and the factors that facilitated their emergence. The research investigates the perception of the Sunni state in the late Ottoman Empire and the reasons behind the spread of Shiism in southern Iraq, which became a dominant power in the region. In doing so, the focus was on the state's reactions to the spread of Shiism, which were analyzed from the Sunni state's perspective. The scope of the research focuses on the period between the Qajar Dynasty (1796) and the First World War. In the early days of the Ottoman Empire, people of different religions and sects lived in the border regions. With the opening of madrasahs and the rise of the ulama, the state turned to a more madrasah-based Islam. The socio-cultural divide between the center and the periphery widened as Sunni authoritarianism gained influence in the center. Some Anatolian Turkman communities became part of the Safavid State. In the eastern part of the empire, this situation was exploited to the advantage of the Safavid Dynasty (1501–1736). Early in the 16th century, the Safavids crystallized Ottoman Sunnism and established Shiism as the official state religion. Thus, the two states engaged in fierce battles as they sought to present themselves as global empires and the sole defenders of Islam. This process influenced the stability of sectarianism in both nations, the legitimacy discourses they employed, and their attitudes in forming their communities. The Safavids continued their theological conflict until 1722, when the Afghans decisively defeated them. The subsequent period saw extensive negotiations regarding the Sunni-Shia war between Mahmud I (1730–1754) and Nadir Shah (1736–1747). However, Shiism was not recognized as a Sunni sect. The conflict between Sunnis and Shiites, which had been absent from the agenda for a long time, entered a new era with the establishment of Shiite ulama as dawah (invitation) centers in Atabāt al-Āliyah (Najaf, Karbala, Kazmiyya, and Samarra) and the rise to power of the Qajar Dynasty (1796-1925) in Iran in the early 19th century. The sources for this research include Ottoman archival documents, British archival documents, and secondary literature on the topic. In the relevant archival documents, it is possible to observe the Ottoman state's Sunni reactions and the Iraqi Shiite ulama's emergence as a dominant force in the region.
History of Islamic Sects Ottoman Iran Southern Iraq Sunnism Shiite Ulama
| Birincil Dil | İngilizce |
|---|---|
| Konular | Tarihsel Çalışmalar (Diğer), İslam Mezhepleri, İslam Araştırmaları (Diğer) |
| Bölüm | Araştırma Makalesi |
| Yazarlar | |
| Gönderilme Tarihi | 24 Ocak 2025 |
| Kabul Tarihi | 16 Mayıs 2025 |
| Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 29 Sayı: 3 |
Cumhuriyet İlahiyat Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.