Bu çalışma, din kültürü ve ahlak bilgisi dersi öğretmen adaylarının “öğrenme” kavramına ilişkin bilişsel temsillerini çizimlere dayalı görsel veriler üzerinden çözümleyerek pedagojik düşünme biçimlerini, öğrenme kuramlarına ilişkin sezgisel yönelimlerini ve mesleki kimlik inşasına dair ipuçlarını görünür kılmayı amaçlamaktadır. Araştırma, öğrenmenin bilgi edinimi aşan; anlam kurma, değer inşası ve kimlik oluşumuyla iç içe geçmiş çok katmanlı bir yaşantı olduğu kabulüne dayanmaktadır. Bu çerçevede, sözlü anlatımlar kadar görsel temsillerin de bireyin öğrenmeyi nasıl kavradığına dair zengin ve kimi zaman örtük göstergeler sunduğu varsayılmış; öğretmen adaylarının “öğrenmeyi çizer misin?” yönergesiyle ürettikleri görseller, zihinsel modellerin açığa çıkarılması için nitel bir veri kaynağı olarak değerlendirilmiştir. Araştırma nitel desenle yapılandırılmış, veri toplama aracı olarak katılımcı çizimleri kullanılmış ve doküman analizi temelinde tematik analiz uygulanmıştır. Çalışma grubu, Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde öğrenim gören birinci sınıf din kültürü ve ahlak bilgisi dersi öğretmen adaylarından oluşmaktadır. 2024–2025 akademik yılının başında her katılımcıdan “öğrenme”yi temsil eden tek bir çizim üretmesi istenmiş, 70 görsel/çizim toplanmıştır. Uygunluk ve okunabilirlik ölçütlerini karşılamayan 16 çizim elenmiş; nihai analiz 54 çizim (analitik veri kümesi, n=54) üzerinde yürütülmüştür. Ön kodlamanın ardından kod tanımları netleştirilmiş, tematik sınıflamalar “Geleneksel”, “Modern” ve “Hibrit” üst kategorileri altında yapılandırılmıştır. Tüm yüzdeler analitik veri kümesini payda alacak biçimde raporlanmıştır. Yorumlayıcı çerçevede Bruner’in bilişsel temsil kuramı ile Kolb’un yaşantısal öğrenme döngüsü birlikte kullanılmıştır. Bulgular, katılımcıların %59,3’ünün öğrenmeyi öğretmen merkezli ve bilgi aktarımına dayalı geleneksel çerçevede; %31,5’inin geleneksel ve çağdaş göstergeleri birleştiren hibrit örüntülerle; %9,3’ünün ise deneyim, etkileşim ve bağlama duyarlı süreçleri öne çıkaran modern yaklaşımla temsil ettiğini göstermektedir. Geleneksel temsillerde kitap, kütüphane, sınıf–tahta düzeni ve öğretmen figürü baskın olup öğrenmenin çoğunlukla birikimci–aktarımsı bir çizgide imgeleştirildiği; modern temsallerde ise doğa/çevre, toplumsal etkileşim, oyun/işbirliği ve gündelik yaşam sahneleriyle okul duvarlarını aşan çok-aktörlü ve duyuşsal bir süreç olarak kurgulandığı tespit edilmiştir. Hibrit temsillerde sınıf/kitap gibi klasik öğelerin teknoloji, işbirliği ve deneyimsel motiflerle aynı kompozisyonda buluştuğu; pedagojik zihniyette kademeli bir evrilmeye işaret ettiği görülmüştür. Bu dağılım, örneklem düzeyinde geleneksel yönelimin hâlen baskın olduğunu, ancak hibrit örüntülerin çağdaş yaklaşımlara doğru kademeli bir dönüşümü haber verdiğini göstermektedir. Çalışma, görsel veriyi nicel betimleyicilerle (frekans–yüzde) desteklenen derinlemesine içerik–sembol çözümlemeleriyle bütünleştirerek karma-yoğun bir tematik analiz ortaya koymaktadır. Kodlar, temalar ve karar kuralları denetim izine bağlanmış; sınır durumları ve operasyonel tanımlar eş düzey uzman görüşü ile netleştirilmiş, böylece inandırıcılık, tutarlılık ve teyit edilebilirlik güçlendirilmiştir. Etik açıdan kurum onayı ve kurul izni alınmış; katılımcı rızası sağlanmış, tüm görseller anonimleştirilmiş ve yalnızca bilimsel amaçla kullanılmıştır. Sonuçlar, öğretmen adaylarının zihinsel öğrenme haritalarında metin/öğretmen merkezli tasavvurun ağır bastığını; buna rağmen hibrit temsillerde etkileşim, doğa/bağlam, işbirliği ve teknoloji göstergeleriyle anlamlı bir yenilenme potansiyeli bulunduğunu ortaya koymaktadır. Bulgular, öğretmen yetiştirme sürecinde kuramsal sunumların yanı sıra deneyimsel–görsel–yaratıcı etkinliklerin (ör. metafor/çizim atölyeleri, rubrik temelli çizim analizi, Kolb döngüsüne yaslanan mikro uygulama modülleri) daha sistematik biçimde yapılandırılması gerektiğine işaret etmektedir. Araştırmanın sınırlılıkları, tek fakülteden oluşan homojen bir örneklem ve görsel veriye dayalı yorumların bağlama özgü niteliğidir; dış geçerlik iddiası yerine aktarılabilirlik vurgulanmakta, çok-merkezli ve çok-disiplinli karşılaştırmalı çalışmalar için zemin hazırlanmaktadır. Bu çerçevede çalışma, din eğitimi alanında görsel veri kullanımını güçlendirmektedir; kuramsal tartışma ve uygulamaları.
Din Eğitimi Öğrenme Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi Öğretmen Adayları İlahiyat Fakültesi Görsel Analiz
This study aims to reveal the pedagogical thinking patterns, intuitive orientations toward learning theories, and professional identity formation of prospective Religious Culture and Moral Knowledge (RCMK) teachers by analyzing their cognitive representations of the concept of “learning” through drawing-based visual data. The research is grounded in the assumption that learning is a multilayered experience intertwined with meaning-making, value construction, and identity formation, extending beyond the acquisition of knowledge. In this respect, it is assumed that visual representations, similar to verbal narratives, offer rich and often implicit indicators of how individuals conceptualize learning; therefore, the drawings produced by the participants in response to the prompt “Can you draw learning?” were treated as a qualitative data source for uncovering their mental models. The research was designed qualitatively, employing participant drawings as the data collection tool and applying thematic analysis based on document analysis. The study group consists of first-year prospective RCMK teachers enrolled at the Faculty of Theology, Kırşehir Ahi Evran University. At the beginning of the 2024–2025 academic year, each participant was asked to produce a single drawing representing “learning,” resulting in 70 visual artifacts. Sixteen drawings that did not meet eligibility and interpretability criteria were excluded, and the final analysis was conducted on 54 drawings (analytical dataset, n=54). Following preliminary coding, the coding framework was refined, and thematic classifications were structured under three overarching categories: “Traditional,” “Modern,” and “Hybrid,” with all percentages reported based on the analytical dataset. Bruner’s cognitive representation theory and Kolb’s experiential learning cycle jointly informed the interpretive framework. The findings show that 59.3% of the participants conceptualize learning within a traditional teacher-centered and knowledge-transmission-oriented paradigm; 31.5% adopt hybrid patterns that combine traditional and contemporary indicators; and 9.3% demonstrate a modern approach emphasizing experience, interaction, and contextual sensitivity. Traditional representations predominantly included books, libraries, classroom-board arrangements, and teacher figures, visualizing learning as an accumulative and transmissive process. Modern representations highlighted nature/environment, social interaction, play/collaboration, and everyday life contexts, positioning learning as a multi-actor, affective process that transcends classroom boundaries. Hybrid representations reflected a transitional mindset wherein classical elements such as classrooms and books coexist with technology, collaboration, and experiential motifs, indicating the gradual evolution of pedagogical cognition. The study integrates visual data with descriptive quantitative indicators (frequency–percentage) and in-depth content-symbol analyses, thereby presenting an intensive mixed-qualitative thematic approach. Codes, themes, and decision rules were connected to an audit trail; boundary cases and operational definitions were refined through peer debriefing, thus enhancing credibility, dependability, and confirmability. Ethical approvals were secured, informed consent was obtained, and all visual materials were anonymized and used solely for scientific purposes. Overall, the results demonstrate that while text- and teacher-centered assumptions remain dominant in the mental learning maps of prospective teachers, hybrid representations indicate a meaningful potential for renewal through the incorporation of interaction, nature/context, collaboration, and technology. The findings emphasize the need to systematically structure experiential, visual, and creative activities (e.g., metaphor/drawing workshops, rubric-based drawing analysis, micro-teaching modules aligned with Kolb’s cycle) within teacher education. The study acknowledges its limitations, including a homogeneous sample from a single institution and context-dependent interpretations of visual data; transferability rather than generalizability is emphasized. The research ultimately contributes to strengthening the use of visual data in religious education studies, offering both theoretical implications and practical insights for future teacher education design.
Religious Education Learning Pre-Service Religious Culture and Ethics Teachers Faculty of Theology Viiual Analysis
| Birincil Dil | İngilizce |
|---|---|
| Konular | Din Eğitimi |
| Bölüm | Araştırma Makalesi |
| Yazarlar | |
| Gönderilme Tarihi | 15 Temmuz 2025 |
| Kabul Tarihi | 7 Aralık 2025 |
| Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 29 Sayı: 3 |
Cumhuriyet İlahiyat Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.