Semantik, dil ile felsefe arasında temel bir kesişim noktası olup anlamın üretilmesi ve algılanması süreçleriyle ilgilenir. Bu süreçleri gösteren ve gösterilen kavramlar üzerinden inceler. Semantik bilimi, özellikle felsefe, mantık ve dini ilimlerle etkileşim içinde gelişmiştir. Ebû Hâmid el-Gazzâlî (öl. 511/1111) dâhil olmak üzere İslam düşünürlerinin eserleri, semantiğin yalnızca dilsel bir alan olmadığını, aynı zamanda akıl ve varlık anlayışını kavramada önemli bir araç olduğunu ortaya koymaktadır. Bu çalışma, Gazzâlî’nin düşüncesinde semantik meselesini ele almaktadır. Anlam, Gazzâlî’nin epistemolojik ve mantıkî düşünce sistemini kavramada kuramsal bir zemin teşkil etmektedir. Araştırma, metinlerin tahlili, makasıd merkezli bağlam ve dilsel mantık çerçevesinde Gazzâlî’nin anlamla kurduğu ilişkiyi ortaya koymayı hedeflemektedir. Bu bağlamda, anlam bilimi ile felsefe arasındaki ilişki ve Gazzâlî’nin delâlet tasnifine verdiği önem ele alınmaktadır. Araştırma üç ana bölümden oluşmaktadır: İlk bölüm, lafzî ve mantıkî delâlet türlerine odaklanmaktadır. Bu çerçevede, mutabakat, tazammun ve iltizam delâletleri ele alınmaktadır. Gazzâlî’nin bu delâletleri, epistemolojik tahayyülünden hareketle idrak nazariyesini temellendirmede, lafzın sınırlarını tayin etmede ve doğrudan-anlam ile dolaylı-anlam arasındaki ayrımı belirlemede nasıl kullandığı bu bölümde açığa çıkmaktadır. İkinci bölüm, yoruma dayalı delâletlerin çözümlemesine ayrılmaktadır. Bu delâletler, söylenenden öteye geçerek anlamın akıl veya bağlam yoluyla istinbat edilmesini mümkün kılmaktadır. Bu kapsamda; iktiza delâleti, işaret delâleti, makul gayr-ı mantuk anlam ve kavram delâletinin (muvafakat ve muhalefet) çeşitli türleri incelenmektedir. Özellikle kavram delâleti, Gazzâlî’nin hüküm istinbatında başvurduğu temel araçlardan biri olarak öne çıkmaktadır. Üçüncü bölüm ise lafızların anlamla kurduğu ilişki bağlamında Gazzâlî’nin yaptığı sınıflamaları konu edinmektedir. Bu bağlamda, eş anlamlılık, zıtlık, müştereklik, tevâtü’ gibi kavramlar açıklanmakta; hakikat ile mecaz arasındaki sınırlar tahlil edilmektedir. Gazzâlî, eş anlamlılığı bütünüyle reddetmemekle birlikte mutlak anlam eşitliğini kabul etmemektedir. Bununla birlikte mahiyet ve vücut, cevher ve araz, akıl ve nefs gibi felsefî terimler arasındaki farkları büyük bir hassasiyetle ayırt etmektedir. Bu ayrım, kelâmî ve mantıkî tartışmalarda bağlama ve anlam örüntüsüne riayet edilmesi açısından son derece elzemdir. Sonuç itibarıyla bu çalışma, Gazzâlî’nin dil, felsefe ve makasıd merkezli düşünceyi mezceden çok katmanlı bir delâlet nazariyesi ortaya koyduğunu göstermektedir. Ona göre delâlet, sadece lafzın anlamla birebir örtüşmesi değil; aklın, karinelerin ve bağlamın birlikte işlediği bütüncül bir anlam üretme sürecidir. Dil, bu yaklaşıma göre sadece bir nakil aracı değil, aynı zamanda anlamı inşa eden ve onu konumlandıran epistemolojik bir araçtır.
İslam felsefesi Arap Dili ve Belagati Gazzâlî Semantik Dil felsefesi Lafız delâleti.
Semantics is a fundamental intersection between language and philosophy, concerned with the processes of producing and perceiving meaning. It examines these processes through the concepts of the signifier and the signified. The science of semantics developed particularly through its interaction with philosophy, logic, and the religious sciences. Especially in the works of Abū Ḥāmid al-Ghazālī (d. 511/1111), we see that semantics is not merely a linguistic field but also an important tool for understanding reason and the nature of existence. This study addresses the problem of semantics in the philosophy of al-Ghazālī. Meaning constitutes a theoretical foundation for understanding al-Ghazālī’s epistemological and logical system of thought. The research aims to reveal his approach to meaning through rational textual analysis, a purposive-contextual framework, and linguistic logic. It examines the relationship between semantics and philosophy, as well as the importance al-Ghazālī assigns to the classification of signification (dalāla). The study is structured into three main sections. The first focuses on verbal and logical types of signification, particularly the relations of conformity (mutābaqa), inclusion (taḍammun), and necessary implication (iltizām), and how al-Ghazālī employs them in his theory of knowledge and in distinguishing between direct and indirect meaning. The second section analyzes interpretative signification, which extends beyond the explicit text and enables inference through reason or contextual cues. This includes required implication (iqtiḍāʾ), indication (ishāra), and conceptual signification (muwāfaqa and mukhālafa). Conceptual signification, in particular, emerges as a key tool in al-Ghazālī’s derivation of rulings. The third section discusses al-Ghazālī’s classifications of the relationship between words and meaning, exploring concepts such as synonymy, antonymy, homonymy, and tawātur, along with the boundaries between literal and metaphorical meanings. While al-Ghazālī does not entirely reject synonymy, he denies absolute semantic equivalence, carefully distinguishing between philosophical terms such as (māhiyya) essence and (wujūd) existence, (jawhar) substance and (ʿaraḍ) accident, and (ʿaql) mind and (nafs) soul. This distinction is critical in theological and logical debates to maintain coherence between context and meaning. Ultimately, the study demonstrates that al-Ghazālī presents a multilayered theory of signification that integrates language, philosophy, and purposive reasoning. For him, signification is not merely a direct correspondence between word and meaning but a comprehensive process in which reason, contextual cues, and linguistic structures interact to produce meaning. Thus, language is not just a medium of transmission but an epistemological tool that constructs and situates meaning.
Islamic Philosophy Arabic Language and Rhetoric Ghazālī Semantics Philosophy of Language Verbal Signification.
يمثل علم الدلالة نقطة التقاء جوهرية بين اللغة والفلسفة، إذ يعنى بآليات إنتاج المعنى وتلقيه من خلال مفهومي الدال والمدلول. وقد تطوّر هذا العلم في تداخله مع الحقول المعرفية المختلفة، ولا سيما الفلسفة والمنطق والعلوم الدينية. وتُظهر أعمال المفكرين الإسلاميين، ومن بينهم الغزالي (ت: 511هـ/1111م)، أن الدلالة لم تُعالج بوصفها مسألة لغوية فحسب، بل كانت أداة لفهم بنية العقل ومفاهيم الوجود. وقد تناول هذا البحث علم الدلالة في فكر أبي حامد الغزالي، بوصفه أساسًا نظريًا لفهم رؤيته المعرفية والمنطقية. ويسعى إلى إبراز كيفية معالجة الغزالي للدلالة من خلال التحليل العقلي للنصوص، والسياق المقاصدي، والمنطق اللغوي. إذ ناقشت الدراسة العلاقة بين علم الدلالة والفلسفة، والأهمية التي أولاها الغزالي من خلال تصنيفاته للأنماط الدلالية، وشرح المفاهيم المرتبطة بها. وقد تألف البحث من ثلاثة محاور رئيسة: ركز المحور الأول على الدلالات اللغوية والمنطقية، مثل دلالة المطابقة، ودلالة التضمن، ودلالة الالتزام. ويبيّن هذا المحور أن الغزالي انطلاقًا من تصوراته المعرفية قد استثمر هذه الدلالات في تأسيس نظريته في الإدراك، وحدود اللفظ، وتمييزه بين الدلالة المباشرة وغير المباشرة. أما المحور الثاني، فيُعنى بتحليل الدلالات التأويلية، والتي تتضمن أنماطًا تتجاوز حدود المنطوق إلى استنباط المعنى من خلال العقل أو السياق. وتشمل: دلالة الاقتضاء، ودلالة الإشارة، ودلالة فهم غير المنطوق، إضافة إلى دلالة المفهوم بأنواعها، والتي تُعد من أبرز أدوات الغزالي في استنباط الأحكام. ويبرز هذا المحور مدى اعتماد الغزالي على العقل والقرائن لاستخراج المعنى من خلال ما يمكن تسميته القراءة السياقية العاقلة للنص. أما المحور الثالث، فيتناول تصنيف الغزالي للألفاظ من حيث علاقتها بالمعاني، فيعرض لمفاهيم الترادف، والتباين، والتواطؤ، والاشتراك، إلى جانب تحليل العلاقة بين الحقيقة والمجاز. ويبيّن هذا المحور أن الغزالي وإن كان لا يُنكر الترادف إلا أنه يرفض التطابق التام في المعنى بين الألفاظ. كما ويميز بدقة بين الألفاظ الفلسفية المتباينة كـ"الماهية" و"الوجود"، و"الجوهر" و"العرض" و"العقل" و"النفس"، ويكشف عن أهمية هذا التمييز في المعالجة الكلامية والمنطقية والتي تتطلب ضرورة مراعاة السياق ومفهومه. وفي النتيجة، تُظهر هذه الدراسة أن الغزالي قد قدّم تصورًا دلاليًا مركبًا، يمزج بين الفلسفة والمنطق والحس المقاصدي الذي يضع اللفظ في موقعه من البناء المعرفي والشرعي. فالدلالة عند الغزالي ليست مجرد تطابق لفظي بل هي حركة عقلية وتأويلية تُراعي القرائن والسياق، وتنتظَّم ضمن رؤية فلسفية شاملة تجعل من اللغة أداة للفهم لا مجرد وعاء للنقل.
الفلسفة الإسلامية اللغة العربية وبلاغتها الغزالي علم الدلالة فلسفة اللغة دلالة الألفاظ
| Birincil Dil | Arapça |
|---|---|
| Konular | İslam Felsefesi, Arap Dili ve Belagatı |
| Bölüm | Araştırma Makalesi |
| Yazarlar | |
| Gönderilme Tarihi | 18 Temmuz 2025 |
| Kabul Tarihi | 7 Aralık 2025 |
| Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 29 Sayı: 2 |
Cumhuriyet İlahiyat Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.