“Ortak bir illete sahip olmaları nedeniyle, aslın hükmünün fer‘e verilmesidir" şeklinde tanımlanan usûlî kıyasın bilgi ve amel değeri, ilk dönemden itibaren tartışma konusu olmuştur. Şöyle ki; hüküm verme yetkisi sadece Şar‘î’e ait olduğu halde usûlî kıyasın dinde hüküm verme anlamına geldiği ve bilgi değerinin de nasslarca yerilmiş zan olduğu gibi bazı argümanlar ileri sürerek usûlî kıyası reddedenler olsa da, çoğunluk tarafından usûlî kıyas aslî ve şer‘î delil olarak kabul edilmiş ve elde edilen bu hüküm ile amel edilmesi gerekli görülmüştür. Bu çalışma, usûlî kıyası kabul eden ve etmeyenlerin görüşlerini mukayese etmenin ötesinde, usûlî kıyasın salt aklî bir çaba olmadığını, kendisi ile ulaşılan bilginin naslarda yerilen zan olmayıp aksine delile dayalı zannın en üst derecesi olduğunu ve bunun da furû fıkıhta amel için yeterli olduğunu naklî ve aklî deliller ile ele alan bir çalışmadır. Kıyasla ilgili genel bir çerçeve çizildikten sonra, usûlî kıyas ve deliller hiyerarşisindeki yeri ve kıyasın bilgi ve amelî değeri ile sınırlandırılan bu makale ile usûlî kıyasın bilgi ve amel değeri konusundaki tartışmalara açıklık getirilmek istenmektedir.
The value of knowledge and deeds of the methodology of the reasoning defined such as “due to they have a common effective cause (ʿilla), the provision of principle (aṣl) is given to the branch (farʿ)” has been the subject of debate from the first period. That is, on the one hand there are some who reject the method of analogical reasoning by saying that although the authority of legislation belongs to Shāri’only, this method is to make legislation in the religion and that its value in knowledge is condemned as conjecture by the injunction (naṣṣ). They also put forward some arguments as well. However, on the other hand the majority accepts the method of reasoning as an essential and sharʿī (religious) argument. This study will not compare the opinions of those who reject qiyās and that of those who approve it. By means of religious and rational evidences this study will deal with that the method of analogical reasoning is not a rational effort simply, that the knowledge gained by it is not a conjecture criticised by the injunctions, that it is the highest ranking conjecture based on the proof, and that it is sufficient to practice in the field of law. After a general frame is drawn about qiyās, this article has been limited with the place of qiyās in the hierarchy of evidence and its value concerning knowledge and practice. This article wants to clarify the discussions related to the value of knowledge and deeds of the methodology of the reasoning.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Haziran 2016 |
Gönderilme Tarihi | 5 Nisan 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 |
Cumhuriyet İlahiyat Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.