Fırtınalı bir yaşam sonucu elli dört yaşındayken 1358 yılında vefat eden Kadı Burhaneddin, savaştan savaşa koşmuş ve Anadolu beyleri arasında en faal isim olarak temayüz etmiştir. Bu özelliği nedeniyle kendisine “fetih babası” denilmiştir. Kadı Burhaneddin âlim, âdil, vakar sahibi, keskin zekâlı, yorgunluk ve sıkıntı nedir bilmeyen, bildiği doğruları söylemekten çekinmeyen bir tabiata sahiptir. Zevk ve sefaya düşkün olduğundan, şarap ve saz toplantılarından hoşlandığından bahsedilse de o, daha çok iyi kalpliliği, hoş meşrebi, bağışlayıcılığı, iyilikseverliği, neşeli tabiatı ve ulemaya yakınlığı ile tanınmaktadır. Hak uğruna verdiği mücadele ile temayüz etmiş, bu uğurda tehlikeleri göze almış, Allah yolunda sürekli infakta bulunmuştur. Ulemaya karşı oldukça yakın bir tavır sergilemiş ve onlarla sohbetten büyük bir zevk duymuştur. Haftada üç gün onlarla sohbetler düzenlemiş, yanına gelen âlimlere saygıda kusur etmemiş, halkına karşı adaletli ve şefkatli yönetim sergilemiştir. Kendisi ilmiye sınıfına mensup güçlü bir şahsiyettir. Kadılık vazifesinde bulunmuştur. O fıkhî donanımı kadar tasavvufî neşvesiyle de tanınmaktadır. Şiirlerindeki sembolik ifadeleri incelediğimizde onun rindmeşrep gibi gözüken pek çok beyitlerinin tasavvufî anlam derinliğine sahip olduğunu görmekteyiz. Kendisi bir sûfî olmamakla birlikte Kadı’n’n sûfîlere yakın ve tasavvufa yatkın bir isim olduğunu görmekteyiz.
Qādī Burhaneddin, who died in 1358 at the age of 54 after living a stormy life, came out of many wars and distinguished as the most active name among Anatolian seigniors. He was called ‘the father of conquest’ because of this striking feature. Qādī Burhanuddin is a sharp-witted and fair scholar with dignity, tireless and never afraid to say the truth. Although he is said to be debauched and wassailer, he is mostly known for his kind-heartedness, cheerful nature, pleasant disposition, magnanimity, benevolence.and intimacy with the clergy. He became prominent in his struggle for the sake of Allah, took the plunge in this cause and gave away constantly in the service of God. Has adopted quite a close manner towards clergy and found great pleasure in conversing with them. He organized discussions with them three days a week, did not defect in respect of scholars visiting him and displayed just and compassionate relation with his community. Serving as a Qādī, he was a powerful figure belonging to the branch of ulema, and known for his mystical temper as well as jurisprudential mastery. When we examine his symbolic expression in poetry, we can see the depth of mystical meaning in many couplets that seem to be unsophisticated. Even not being a Sufi himself, Qādī Burhaneddin is prone to mysticism and closely affiliated with Sufis.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Haziran 2016 |
Gönderilme Tarihi | 27 Ocak 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 |
Cumhuriyet İlahiyat Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.