Öz
İltifat, Kur’an’da çokça uygulanan, yüksek edebî değere sahip sanatlardan biridir. Bu sanat, sözü durumun gereğine göre belli bir şahıs, fiil kipi, sayı, edat veya cümle türü üzere sürdürürken, durumun gereğine aykırı bir şekilde diğer bir şahıs, fiil kipi, sayı, edat veya cümle türüne geçiş yapma biçiminde gerçekleşmektedir. İltifât sanatı söze kesinlik, süreklilik, hareket gibi birtakım anlamlar katmakta; merak, arzu, heyecan ve ürpertiyi diri tutmaktadır. Kur’an’ı okuyanlara benzer biçimde meâl okuyanların da bu anlamları mümkün olduğunca fark edebilmeleri ve bu sanatın edebî hazzını hissedebilmeleri beklenmektedir. Arapça ile Türkçe arasında önemli yapısal farklılıklar bulunmaktadır. Ayrıca Türkçeye çevrilmek istenen metin, ilahî sonsuz boyuta sahip Kur’an-ı Kerim ve onu çeviriye teşebbüs eden de sınırlı insan aklıdır. Bu durum iltifât sanatının meâllere aktarımında ileri seviyede dikkatli ve özenli olmayı gerektirmektedir. İltifât sanatı Arapça, İngilizce ve Endonezyaca gibi farklı dünya dillerinde bilimsel araştırmalarda da incelenmiştir. Bu çalışmaların bir kısmında, iltifât sanatı Kur’an’ın metniyle sınırlı çerçevede ele alınırken; diğer bir kısmında, Kur’an’daki iltifât sanatının meâllerde aktarımı meselesi konu edinilmiştir. Meâllerin Kur’an’daki iltifât sanatını yansıtma durumlarını inceleyen Türkçe tek çalışma, tespit edebildiğimiz kadarıyla, Haşim Özdaş’a ait “Kur’ân Tercümelerinde İltifât Sanatının Çeviri Sorunu” başlıklı makaledir. Adı geçen makalede iltifât sanatının farklı türlerinden gelen sekiz âyetin beş farklı meâldeki çevirileri incelenmiştir. Türk dili ve edebiyatında iltifât sanatının bulunmadığı, âyetlerdeki iltifât sanatının Türkçeye çevrilmesinin âyetleri anlamanın önünde bir engel olduğu, yanlış veya tam anlaşılmamaya yol açtığı öne sürülmüştür. Bu çerçevede, âyetlerdeki iltifât sanatını yansıtan meâller hatalı kabul edilmiş; çözüm olarak da âyetlere meâl verilirken âyetlerdeki iltifât sanatının yok sayılarak tercüme edilmesi önerilmiştir. Bu araştırma makalesinde ise, meâllerin âyetlerdeki mâzi ve muzâri fiil kipleri arasında iltifât örnekliğinde iltifât sanatını yansıtma durumları konu edinildi. Araştırma Türk dilinde metin eleştirisi üzerine kurulmakla beraber Türk belâgatında iltifât sanatının teorik zemini, etraflıca ele alınması zarureti, bu araştırma makalesinin bunu hedeflememiş olması ve makale hacminin sınırlılıkları sebebiyle konu edinilmedi. Türk belâgatında iltifat sanatının yazımı, bütün yönleriyle ele alınacağı bağımsız, kapsamlı araştırmalara havale edildi. Ayrıca Türk dilinde iltifât sanatının bulunmadığı, Kur’an’da bulunan iltifât sanatının meâle aynen aktarımının yanlış veya eksik anlamalara yol açtığı, bu sebeple âyetlere meâl verirken onlardaki iltifât sanatının yok sayılması gerektiğini öne süren görüşler tartışıldı. Sonuç olarak, iltifât sanatının Türk belâgatinin de bir konusu olduğu, âyetlerdeki iltifât sanatının meâllerde mümkün olduğunca yansıtılması gerektiği, iltifât sanatının meâllerde aktarımının âyetlerin anlaşılması önünde bir engel oluşturmayacağı aksine âyetlerde bu sanata başvurulmasından hedeflenen ilahî maksat ve hikmetin gerçekleşmesine katkı sağlayacağı fikri öne sürüldü. Araştırmanın veri kaynakları, çeşitli örnekleme yöntemleri kullanılarak, 6 âyetten ve bunların 22 meâldeki çevirilerinden oluşturuldu. Bunlardan toplanan veriler tümevarım yaklaşımı temelinde karşılaştırmalı metin analizi yöntemiyle analiz edildi. Nitel veriler nicel verilere dönüştürülerek SPSS programında işlendi ve bulgular tablolarda sayısal rakamlar olarak sunuldu. Araştırma sonunda, Belâgat ilminde incelenen mâzi ve muzâri fiil kipleri arasındaki iltifâtın, fiillerde zaman kaymaları olgusu olarak dil bilgisinin de bir konusu olduğu belirlendi. Kur’an’da iltifât sanatına ortalama 800 yerde başvurulduğu, mâzi ve muzâri fiiller arasındaki iltifâtın, bu miktarın %6,9’unu (55 adet) oluşturduğu görüldü. Bu elli beş iltifâtın da büyük bölümünü mâzi fiil kipinden muzâri fiil kipine iltifâtın oluşturduğu (%63,6), muzâri fiil kipinden mâzi fiil kipine iltifâtın miktarının daha az (%36,4) olduğu anlaşıldı. İncelenen meâllerde mâzi ve muzâri fiil kipleri arasındaki iltifâtın %90,9 oranında yansıtılmadığı, 22 meâlden 14’ünde iltifât sanatının tamamen terk edildiği belirlendi. Âyetlerdeki iltifât sanatının meâllerde yansıtılmama sebebinin, bu sanatın Türk dilinde bulunmadığı ve meâllerde aktarımının yanlış ve eksik anlamaya yol açtığına dair benimsenen kanaat olduğu sonucuna ulaşıldı. Araştırmada âyetlerdeki iltifat sanatının meâllere aktarımında çeşitli çeviri strateji ve tekniklerinin denendiği bilimsel çalışmaların sayısının arttırılması teklif edildi. Bu itibarla bu araştırma makalesinin, Kur’an’ın sanatlarının meâllerde aktarımı meselesi üzerine daha fazla araştırma yapılmasının yolunu açması ve Kur’an’ın gelecekte yapılacak Türkçeye çevirileri için faydalı olması beklenmektedir.