Bu çalışmada, Kant’ın eleştirel felsefesinden hareketle aklın, evrensel ve koşulsuz olanla kurduğu sınırsız ilişkinin bir parçası olarak teleolojik yargılar incelendi. Bunun için öncelikli olarak Kant felsefesinde telos ve skopos arasındaki ayrıma dikkat çekildi. Doğadaki gayeliliğin kaynağı olarak öznenin bilişsel yetileri ve amaçsız amaçlılık kavramları ele alındı. Kant’ın eleştirel felsefesi içerisinde doğa bilimine, içsel bir ilke olarak Tanrı kavramının getirilmesinin, yanlış inanç şeklinde nitelendirileceği hususu üzerinde duruldu. Bilgimizin sınırlarını aşan bir anlatıya sebebiyet veren bu sınırı aşma faaliyeti, Kant felsefesinde bilginin tesisi süreçleri bağlamında ele alındı. Kant’a göre bu bakımdan teleolojik yargılardan teolojik yargılara yapılan geçişin mahiyeti soruşturuldu. Telosun sonsuzla olan ilişkisi çalışmanın başında ele alındı. Sonrasında doğa içerisinde kendi kendini örgütleyen ve kör bir rastlantısallığı ortadan kaldıran amaçlılık fikri üzerinde duruldu. Doğa biliminin iç ilkesi olarak teleolojik ilkenin zemini soruşturuldu. Bu zemine Tanrı kavramının yerleştirilmesinin imkânı tartışıldı. Kant’ın gayeliliğe yüklediği evrensellik ve zorunluluk hususiyetlerinin yalnızca deneyim zeminleri üzerine dayanmadığına işaret edildi. Bu noktada, evrenselliği yakalamak adına, aynı zamanda a priori bir ilkeyi temel almanın gerekliliği ifade edildi. Bu ilkenin ise niyet (Alm. Absicht) ya da son amaç (Alm. Endzweck) olabileceği ihtimali ele alındı. Koşullu ve sonlu olana tatbik olunan aklın koşulsuza uzanma istemi üzerinde duruldu. Kant’a göre, teleolojik yargılardan teolojik yargılara geçişin sebebinin, fenomenlerde amaçlı düzenliliği görme çabası olduğu ifade edildi. Bu düzenliliği daha yüksek bir telosa ve hatta yaratıcı, ilksel olan bir varlığa götürmenin, aklın zorunlu bir adımı olduğuna işaret edildi. Kant’ın eleştirel felsefesinde, doğa biliminin zeminine bir Tanrı kavramının yerleştirilmesi ve doğadaki gayeliliğin de bununla açıklanması halinde Tanrı’nın varlığını kanıtlamak için kullanılan bu yöntemin içsel ve kalıcı olmayan bir anlatı oluşturacağı hususu üzerinde duruldu. Bu kabulün bir yanılsama olup olmayacağı meselesi tartışıldı. Bu noktada muhayyile yetisinin telos ile icra ettiği görev üzerinde duruldu. Öznel ile evrenselin ortak paydası olarak telos kavramına dair değerlendirmelere yer verildi. Sonuç olarak, insan zihninde var olan sabite (constant) arayışının, onu nedensellik zinciri içerisinde bir Tanrı’nın varlığına nasıl götürebileceği soruşturuldu.
In this study, teleological judgments were examined as having a part of the boundless relationship of reason with the universal and unconditional, based on Kant's critical philosophy. To do this, firstly, the distinction between telos and skopos has been pointed out. The cognitive faculties of the subject as the source of finality in nature and the concepts of purposeless purposefulness were discussed. We emphasized that according to Kant's critical philosophy, the introduction of the concept of God as an internal principle to natural science would be characterized as false belief. This trespassing, which causes a narrative that goes beyond the limits of our knowledge, was discussed in the context of the processes of acquiring knowledge in Kant's philosophy. In this regard, according to Kant the nature of the transition from teleological judgments to theological judgments was investigated. At the beginning of the study, the relation of telos with infinity was discussed. Afterward, the idea of purposefulness, which organizes itself in nature and eliminates blind randomness, was emphasized. The basis of the teleological principle as the inner principle of natural science was analyzed. The possibility of placing the concept of God on this very ground was discussed. It was pointed out that the characteristics of universality and necessity that Kant attributed to purposefulness were not only based on the grounds of experience. At this point, it was stated that to achieve universality, it is necessary to base on an a priori principle at the same time. The possibility that this principle could be an intention (Alm. Absicht) or a final end (Alm. Endzweck) was discussed. We focused on the request of the reason, which is applied to the conditioned and the finite, to reach the unconditional. It was stated that for Kant, the reason for the transition from teleological judgments to theological judgments was the effort to see purposeful regularity in phenomena. It was pointed out that it is a necessary step of the mind to lead this regularity to a higher telos and even to a creator, to the first being. We emphasized that concerning Kant’s critical philosophy if the concept of God was placed on the ground of natural science and the purposefulness in nature would be explained with this, and this method was used to prove the existence of God that would create an internal and non-permanent narrative. It was discussed whether this claim was an illusion. At this point, the task of the imagination performed with telos was examined. Evaluations about the concept of telos as the common ground of the subjective and the universal were included. As a result, it has been investigated how the search for the constant existing in the human mind can lead him to the existence of a God in the chain of causality.
Eleştirel Felsefe Kant Telos Teleoloji Teoloji Amaçlılık. Critical Philosophy Teleology Purposiveness. Critical Philosophy Teleology Purposiveness.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2022 |
Gönderilme Tarihi | 11 Ağustos 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 26 Sayı: 3 |
Cumhuriyet İlahiyat Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.