Some scholars like to believe that Ottoman Sunni orthodoxy drew its form by virtue of the Ottoman conquest of Syria and Egypt in 1516-1517. Accordingly, early Ottoman understanding of heterodox Islam was replaced with a more orthodox one as core Islamic lands started to exert their influence on the Ottoman peripheries. Many recent academicians counter this traditional argument by suggesting that the role of Arab ulema in the formation of Ottoman Sunnism is quite negligible or highly limited at best. Others interpret establishment of the Safavid Empire in the sixteenth century as main motivation for Ottoman concentration of Sunni Islam in opposition to Shi’i Iran. Despite such disputes on the origin of this “confessionalization”, they are mainly in agreement that the Ottomans more and more enforced the boundaries of Sunni faith and practice within the empire especially beginning sometime in the second half of the sixteenth century. Political administrative and local studies shall confidently shed new lights on Ottoman experiences of Sunni orthodoxy. In this view, Ottoman Syria, which is situated in the middle of all these discussions, allows us to conduct a field study in the context of Sunni-Shi’i polarization during the time under scrutiny. This paper is going to be one of the first empirical articles, which exclusively focuses on Fakhreddin Maanoğlu and Ali Canpolad i.e., one Shi’i and one Sunni officer of the Ottoman Empire. Our departure point in this paper is to reveal to what extent “sunnitization” of Ottoman Empire played an important role in decision-making of the Ottoman administration between 1570s and 1630s. In a sense, this study aimed to test the real impact of sectarian polarization in the empire by comparing two contemporary Ottoman statesmen who belonged to Shia and Sunni sects of Islam as they governed their provinces in Syria. This kind of comparative studies of the Ottoman governors in terms of their distinct sect has been either not fully taken into consideration or totally ignored before. In the meantime, we shall also shortly explore how the Ottoman formidable enemies of the time interpreted the religious sectarianism and identity politics for the sake of their own security and interests.
Ottoman State Shia and Sunni sects of Islam Druzes Fakhreddin Maanoğlu and Ali Canpolad
Bazı bilim insanları, Osmanlı Sünni ortodoksisinin Suriye ve Mısır’ın Osmanlılar tarafından fethini takip eden 1516 ve 1517’ı yıllarda büyük ölçüde şekillendiği kanaatindedirler. Bu anlatıma göre erken Osmanlı döneminin heterodoks İslam anlayışı yerini etkisini Osmanlı çevre eyaletlerinde de hissettiren daha ortodoks bir anlayışa bırakacaktır. Günümüzde ise bir çok akdemisyen bu geleneksel yaklaşıma karşı çıkarak Arap ulemasının Osmanlı Sunni anlayışına etkisinin yüzeysel ya da en iyi ihtimalle bir hayli sınırlı olduğu düşüncesindedir. Bazı araştırmacılar ise Osmanlının on altıncı yüzyıldaki Sünnileşmesini, Arap dünyasından daha ziyade Şii Safevi İmparatorluğu’nun Osmanlıya rakip büyük bir devlet olarak İran’da ortaya çıkmasına dayandırmaktadırlar. Nihayetinde araştırmacılar arasında "konfesyonalizasyon"un kökeni konusunda bu türden farklı açıklamalar olmasına rağmen, akademisyenler Osmanlı Devleti’nin özellikle on altıncı yüzyılın ikinci yarısından itibaren Sunni itikat ve onun imparatorluk sınırları içerisinde daha etkin bir şekilde uygulanması için genel ve yaygın çabanın olduğu hususunda büyük ölçüde hemfikirdirler. Yapılacak olan yeni siyasi, idari ve özellikle yerel araştırmalar ise hiç şüphesiz mevcut tartışmalara yeni ışıklar tutacak mahiyettedir. Bu oktada tüm bu tartışmaların merkezinde yer alan Osmanlı Suriyesi üzerine yapılacak olan bir alan çalışması bize Sunni-Şii kutuplaşmasına dair yeni araştırma alanları sunmaktadır. Bu makale söz konusu mesele ile ilgili ilk deneysel çalışmalardan birisi olma özelliği taşımaktadır. Buna göre çalışmamız birisi Şii ve diğeri Sünni Osmanlı memuru olan Fahreddin Maanoğlu ve Ali Canpolad’a odaklanmaktadır. Buradaki ana çıkış noktamız Osmanlının kabaca 1570 ile 1630 yıllarını kapsayan sürecinde Sünnileşmenin devletin karar alma mekanizmasındaki oynağı rolü ortaya koymaktır. Bugüne kadar farklı mezheplere mensup olan Osmanlı devlet adamlarının karşılaştırılması üzerinden bir mezhep analizi ya büyük ölçüde dikkatlerden kaçmış ya da tamamen göz ardı edilmiştir. Bir başka ifadeyle bu çalışmada özellikle birbirlerinin çağdaşı olan Fahreddin ve Ali’nin, yönetim ile olan münasebetleri göz önünde bulundurmak suretiyle mezhepsel kutuplaşmanın Osmanlı karar alma mekanizmasına olan gerçek tesiri ortaya koyulmaya çalışılacaktır. Ayrıca dönemin Osmanlısının zorlu rakiplerinin dini mezhepleşmeyi ve kimlik politiklarını kendi güvenlikleri ve çıkarları için nasıl yorumladıkları kısaca ele alınacaktır.
Osmanlı devleti Şia ve Sünni Mezhepler Dürziler Fahreddin Maanoğlu ve Ali Canpolad
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | İslam Araştırmaları (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 26 Temmuz 2024 |
Kabul Tarihi | 28 Kasım 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 28 Sayı: 3 |
Cumhuriyet İlahiyat Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.