Hadislerin doğru anlaşılması ve yorumlanması çabası ilk defa Hz. Peygamber döneminde başlamış, tâbiîn ve tebeu’t-tâbiîn döneminde hadislerin tedviniyle birlikte hız kazanmış ve bu hususta önemli çalışmalar yapılmıştır. İlerleyen süreçte fıkıh usulünün verilerini kullanarak ahkâm hadislerinden hüküm çıkarma ve lafız-mâna ilişkisi konusunda hakikat-mecaz ekseninde yeni yorum yöntemleriyle uygulamalı olarak ele alınan eserler telif edilmiştir. Bu eserlerin başında İbn Dakīkulʿîd’in, Şerḥu’l-İlmâm bi-eḥâdîs̱i’l-aḥkâm’ı gelmektedir. Şerḥu’l-İlmâm hadis şerh edebiyatında muhteva zenginliğini arttıran ve kullanılan bazı izah yöntemlerini geliştirerek kendisinden önceki şerhleri geride bırakmış bir eserdir. Bu çalışmada İbn Dakīkulʿîd’in hadisleri anlamada ve yorumlamada mecazi anlatım üslubu babında ortaya koyduğu yaklaşım ele alınmıştır. Böyle bir konunun tercih edilmesindeki ana etmenlerin başında mezkûr eserde hüküm istinbâtında hakikat-mecaz bağlamında benzer şerh çalışmalarına nispetle, analitik yaklaşımların ön plana çıkması ve alana katkı sağlaması gelmektedir. Çalışmanın hedefi, Şerḥu’l-İlmâm’da hakikat-mecaz ekseninde İbn Dakīkulʿîd’in hadisleri nasıl yorumladığını ortaya çıkarmak ve elde edilen bulgularla yeni yorum imkânlarına alan açmaktır. Lafzın mânaya delaleti konusunda hakikat ve mecaz arasındaki ilişki ve kesişim noktaları çoğu zaman bir problem olarak durmaktadır. Hadis metinlerinin yorumlanmasında hakikat ve mecazın birlikte kullanım alanlarının tespit edilmesi ve hakikat-mecaz ayırımının işlevsel yönünün ortaya çıkarılması, hadislerin doğru anlaşılmasına ve yorumlanmasına katkı sağlayacaktır. Araştırmada öncelikli olarak Şerḥu’l-İlmâm’ın hadis ve fıkıh sahasındaki önemi ve değeriyle ilgili bilgi verilmiş, sonra hakikat ve mecaz kavramlarının tanımlarına geçilmiştir. Mecaz türleri arasında sadece İbn Dakīkulʿîd’in atıf yaptığı istiare, teşbih, teşbîhu’l-mânevî ve teşbîhu’s-sûrî gibi kavramlara yer verilmiştir. Son olarak İbn Dakīkulʿîd’in hakikat ve mecazı bir yöntem olarak nasıl kullandığı konusu örnekler çerçevesinde tahlil edilmiştir. Araştırmada, İbn Dakīkulʿîd’in hakikat ve mecazın zamansal boyutuna, hakikat ve mecaz ayırımında tazmînin rolüne, hakikat ve mecazın cemʿine, hakikate en yakın mecazlara ve hakikat-mecaz arasındaki tercih sebeplerine değinerek hakikat ve mecazı bir yöntem olarak kullandığı sonucuna ulaşılmıştır. İbn Dakīkulʿîd’in hakikat ve mecazı birlikte kullanmasının işlevsel yönleri ve faydaları arasında; lafızların lugatlarda geçtiği anlamları keşfetmek, lafzın anlamında derin ve net açılımlar yapmak, tekellüflü mânaları ayıklamak, mecaza hamledilmeyi gerekli kılan alâkaları/bağları belirlemek, çözümlemeci yaklaşımla muhtemel mânaları ortaya çıkarmak gibi hususlar yer almaktadır. Eğer İbn Dakîku'l-Îd, el-İlmâm'da sadece 57 hadisi değil de bütün hadisleri şerh etme imkânı bulmuş olsaydı Şerhu'l-İlmâm, hadislerin hakikat ve mecaz temelinde şerh edildiği bugün üzerinde en çok konuşulan eserlerden biri olurdu.
The effort to understand and interpret the hadīths correctly began for the first time with the period of the prophet. With the codification of hadīths during the tābiʿūn and atbāʿ al-tābiʿūn periods, the effort to understand the hadīths gained momentum and important studies were carried out on this subject. In the following process, works that deal practically with new interpretation methods on the axis of truth-metaphor on the subject of deriving judgments from the ahādīth al-ahkām and the relationship between wording and meaning, using the data of the fiqh methodology, have been compiled. The most important of these works is Ibn Daqīq al-ʿĪd’s Work Sharḥ al-Ilmām bi-aḥādīth al-aḥkām. Şerḥ al-İlmām is a work that leaves the previous commentaries behind by increasing the richness of the content and improving the methods used in hadīths commentary literature. In this study, Ibn Daqīq al-ʿĪd’s approach in terms of metaphorical expression style in understanding and interpreting the hadīths was discussed. One of the main factors in choosing such a subject is that analytical approaches come to the fore and contribute to the field in the context of truth-metaphor in obtaining judgments in the mentioned work, compared to similar studies. The aim of the study is to reveal how Ibn Daqīq al-ʿĪd interpreted the hadīths on the axis of truth-metaphor in Şerḥ al-İlmām and to enable new interpretation opportunities with the findings obtained. The relationship between truth and metaphor, regarding the signification of the meaning of the word, often remains a problem. Identifying the areas where truth and metaphor are used together in the interpretation of hadīth texts and revealing the functional aspect of the truth-metaphor distinction will contribute to the correct understanding and interpretation of hadīths. In the research, first of all, information was given about the importance and value of Şerḥ al-İlmām in the field of hadīth and fiqh, and then the definitions of the concepts of truth and metaphor were given. Among the types of metaphors, concepts such as allegory, simile, tashbīh al-mānevî and tashbīh al-sûrī, which are referred to by Ibn Daqīq al-ʿĪd, are included. Finally, the issue of how Ibn Daqīq al-ʿĪd used truth and metaphor as a method was analyzed within the framework of examples. In the research, it was concluded that Ibn Daqīq al-ʿĪd used truth and metaphor as a method by touching on the temporal dimension of truth and metaphor, the role of taḍmīn (implication of meaning) in the distinction between truth and metaphor, the cemʿ (association) of truth and metaphor, the metaphors closest to the truth, and the reasons for choosing between truth and metaphor. Among the functional aspects and benefits of Ibn Daqīq al-ʿĪd’s use of truth and metaphor together are issues such as discovering the meanings of the words in the dictionaries, making deep and clear expansions in the meaning of the words, sorting out the confusing meanings,, determining the connections that make it necessary to refer to metaphors, and revealing possible meanings with an analytical approach. If Ibn Daqīq al-ʿĪd had had the opportunity to comment on all the hadīths in al-İlmām, instead of just 57 hadīths, Şerḥ al-İlmām would have been one of the most talked about works today in which hadīths are commented on the basis of truth and metaphor.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hadis |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 8 Ocak 2024 |
Kabul Tarihi | 22 Mayıs 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 28 Sayı: 2 |
Cumhuriyet İlahiyat Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.