Bir kavramın kültürel ve tarihi serüveninin göz ardı edilmesiyle farklı bir
kültürel alana taşınması, problemleri çözmek yerine yeni sorunlar ortaya çıkarabilir.
Tarihsellik, kutsal metinlerin okunması ve anlaşılması ile bağlantılı olarak gündeme
gelen ve her olayı değişken ve izafî bir zeminde açıklayan bir kuramdır. Müslümanlar
için problem olan şey, bu yaklaşımın Kur’an’a uygulanmak istenmesiyle onun bazı
âyetlerinin günümüz için artık geçerli olmadığını iddia etmektir. Konunun
aydınlatılması, süreklilik ve sosyal değişim olgusunun analizini ve Kur’an’la hayatın
olayları arasındaki ilişkinin değerlendirilmesini gerektirir. Sosyal değişme müspet
veya menfî mânâda toplumun dinamikleri içerisinde meydana gelen ve değişik
alanlarda ortaya çıkan bir olaydır. Sosyal değişmeyi etkileyip yönlendiren faktörler
farklıdır. Ancak sosyal değişme tek başına tarihin izahında yeterli değildir. Çünkü
insanların hayatında değişen şeyler olduğu kadar değişmeyenler de vardır. İnsanî
olayların özü ve temel özellikleri aynı kalırken, onlar şekil, teknik ve kullanılan aletler
bakımından değişmelere maruz kalmaktadırlar. Kur’an’la tarih arasındaki ilişkiyi
mihverine oturtmanın yolu, onunla hayatın olayları arasındaki canlı ilişkiyi
kavramaktan geçer. Kur’an mesajı bu anlamda bütün insanlık ve dönemler için
geçerli evrensel davranış prensipleri içerir. O insanlık tarihini, geçmişi, anı ve
geleceği ile bir bütün olarak insanlığın faaliyet alanı olarak görür.
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Haziran 2003 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2003 Cilt: 7 Sayı: 1 |
CUIFD Creative Commons Atıf-Gayriticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.