Tanzimat is a period of the total change in the fields of administration, law, economy, and education as one of the consecutive stages of the efforts made to get out of the depressions of the Ottoman Empire in the last few centuries. The inability to produce a solution based on tradition or the Ancient Law (Kanun-ı Kadim) has led the State to take the other as a model. The point reached has necessitated the establishment of a new order with the understanding and interpretation of tradition, if not the state and society completely breaking away from tradition. The mean of this is the rearrangement of law and education under the responsibility of Mashīhat Instituation in the classical Ottoman administration and social structure. Therefore, at the center of the change movement that started with the Tanzimat was the redefinition of the duties and responsibilities of the İlmiyye organization. In this context, general education was taken out of the madrasah, a new education organization was established in the main cities and the provinces under the Ministry of Education (Nazaret-i Maarif), and new schools were opened in different fields. After the structuring of general education outside of the İlmiyye organization, the quality of education in the madrasas, which remained under the responsibility of Mashīhat, the understanding of education, the program and teaching methods, and madrasas' power to respond to the needs were discussed. The justifications put forward during debates shows that not only accusations of the opponents of tradition but that they have some valid reasons; it is seen that the number of members of the ilmiyya among those who participated in the determinations was not low at all. After the Tanzimat, the discussions about the madrasahs yielded results in time, and the madrasahs were reorganized within the maktab (school) structure with a new understanding. Abdülhamit II era was a term in which essential developments were recorded in our country's education field, and the new education system was developed. In such an environment, religious education was not left out of the developments in the field of education, and it was embodied in a new structure outside the madrasa, taking into account the discussions about it. In this context, high religious education had found a place in Darülfünûn that reopened in the Abdulhamit II era and excluded the traditional madrasa system. Although it returned to its former position for a short time in the Meşrutiyet II/Second Constitutional period, this situation did not last long, and with the establishment of the Republic, it returned to the university under the name of Faculty of Theology. The Ulûm-ı Âliye-i Diniye/Higher Religious Studies Faculty established in 1900 in the Abdulhamit II era is the first Theology Faculty in Turkey. The opening of the Faculty has led to essential changes in both religious education understanding and teaching of religious studies. The subjects like Philosophy and History of Religions were included in the faculty's curriculum sign different and broad viewpoints. The aim is not only to transfer existing knowledge but also to raise people who can produce solutions to current problems by highlighting the aspects of religion that are reflected in human and social life. On the other hand, establishing the Faculty is the first step to harmonizing the religious education system with the newly created general education system.The division of education into stages and the preparation of the program, registration and graduation in the institution, the measurement of success and the regulations related to the fields of employment have made the teaching more planned and regular. In the Meşrutiyet II (Second Constitutional) Period, it expanded further with the improvement of middle-grade madrasahs and formed the basis of the Divinity Faculties and Imam Hatip Schools (Prayer and Preachers Schools) in the Republican period.The study aims to provide information on the foundation of the Ulum-ı Âliye-i Diniye Faculty, where higher religious education took its place in the university structure of the Darülfünun for the first time in the country, its characteristics, and its effects on the following periods, based on the archive records of the period and legal regulations, and to make evaluations by introducing this educational institution. Thus, we hope to contribute to the formation of a realistic and consistent perspective on the emergence and development of today's secondary and higher religious education institutions in the historical process.
Tanzimat, Osmanlı Devleti’nin son birkaç asırda yaşadığı bunalımlardan çıkış için gösterilen çabaların müteselsil aşamalarından birisi olarak yönetim, hukuk, ekonomi ve eğitim alanlarında topyekun bir değişim dönemidir. Gelenek yahut Kanun-ı Kadim’e dayalı çözümün üretilememesi, Devleti, zorunlu olarak ötekinin model alınması sonucuna götürmüştür. Gelinen nokta, devlet ve toplumun gelenekten tamamen kopmasını değilse bile geleneğin yeni baştan anlaşılması ve yorumlanması ile beraber yeni bir düzenin kurulmasını gerektirmiştir. Bu, klasik Osmanlı devlet ve toplum yapısında Meşihat’in sorumluluğundaki hukuk ve eğitimin yeniden düzenlenmesi anlamına gelmektedir. Şu halde Tanzimatla başlayan değişim hareketinin merkezinde ilmiye teşkilatının görev alanları ve sorumluluklarının yeniden belirlenmesi vardır. Bu kapsamda genel eğitim, medrese dışına çıkarılmış, Maarif Nezareti’nin sorumluluğunda merkez ve taşrada yeni bir eğitim teşkilatı kurularak farklı alanlarda yeni mektepler açılmıştır. Genel eğitimin ilmiye teşkilatı dışında yapılanmasından sonra Meşihat’ın sorumluluğunda kalan medreselerdeki eğitimin kalitesi, eğitim anlayışı, program ve öğretim yöntemleri ile ihtiyaca karşılık verebilme gücü tartışılmıştır. Tartışmalar esnasında ileri sürülen gerekçelerin gelenek karşıtlarının ithamlarından ibaret olmadığı, aksine haklılık payının olduğu; hatta tespitlere katılanlar arasında ilmiye mensuplarının sayısının hiç de az olmadığı görülmektedir. Tanzimat sonrasında medreseler hakkında yapılan tartışmalar zaman içerisinde sonuç vermiş, medreseler yeni bir anlayışla, mektep yapısı içerisinde yeniden düzenlenmiştir. II. Abdülhamit dönemi ülkemizde eğitim alanında önemli gelişmelerin kaydedildiği, yeni eğitim sisteminin geliştiği bir dönemdir. Böyle bir ortamda din eğitimi, eğitim alanındaki gelişmelerin dışında kalmamış, hakkındaki tartışmalar da göz önünde bulundurularak medrese dışında yeni bir yapı içerisinde vücut bulmuştur. Bu kapsamda yüksek din eğitimi, II. Abdülhamit döneminde tekrar açılan Darülfünun’da kendisine yer bularak geleneksel medrese sisteminin dışına çıkmıştır. Her ne kadar II. Meşrutiyet döneminde kısa bir süre tekrar eski konumuna dönmüş ise de bu durum fazla uzun sürmemiş Cumhuriyetin kurulması ile İlahiyat Fakültesi adı ile üniversiteye tekrar geri dönmüştür. II. Abdülhamit döneminde 1900 yılında açılan Ulûm-ı Âliye-i Diniye Şubesi, Türkiye’de kurulan ilk İlahiyat Fakültesidir. Şubenin açılması hem din ilimlerinin öğretiminde hem de din eğitimi anlayışında önemli değişmelere yol açmıştır. Şubenin öğretim programında Felsefe ve Dinler Tarihi gibi derslere yer verilmesi geleneksel anlayıştan daha farklı ve geniş bir bakış açısına işaret eder. Amaç sadece mevcut bilginin aktarılması değil, bunun ötesinde dinin insan ve toplum hayatına yansıyan taraflarını öne çıkartarak güncel problemlere çözümler üretebilecek insanlar yetiştirmektir. Diğer taraftan Şubenin kurulması din eğitimi sisteminin yeni oluşturulan genel eğitim sistemi ile uyumlu hale getirilmesi için atılan ilk adımdır. Öğretimin basamaklara ayrılması ve programın hazırlanması, kuruma kayıt ve mezuniyet, başarının ölçülmesi ve istihdam alanları ile ilgili düzenlemeler öğretiminin daha planlı ve düzenli olmasını sağlamıştır. Yüksek din eğitimi alanında atılan bu adım daha sonra II. Meşrutiyet döneminde orta dereceli medreselerin ıslahı ile daha da genişleyerek Cumhuriyet dönemindeki İlahiyat Fakülteleri ile İmam-Hatip Okullarının temelini oluşturmuştur. Çalışmanın amacı ülkemizdeki yüksek din eğitiminin Darülfünun/üniversite yapısı içerisinde ilk defa yerini aldığı Ulûm-ı Âliye-i Diniye Şubesi’nin kuruluş gerekçesi, taşıdığı özellikler ve sonraki dönemlere etkileri üzerinde, döneme ait arşiv kayıtları ile yasal düzenlemelere dayanan bilgiler vermek, bu eğitim kurumunu tanıtarak değerlendirmeler yapmaktır. Böylece günümüzdeki orta ve yüksek dereceli din eğitimi kurumlarının tarihi süreçte ortaya çıkışları ve gelişimleri hakkında gerçekçi ve tutarlı bir bakış açısının oluşmasına katkı sağlayacağımızı umuyoruz.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Eylül 2022 |
Gönderilme Tarihi | 25 Temmuz 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |
Correspondence Address
Cukurova University, Faculty of Theology, Balcali Campus, 01330, Saricam/Adana.