Mucize kavramı İslam dâhil olmak üzere bütün
dinlerin üzerinde durduğu bir konudur. Peygamberin risaletini inkâr
edilemeyecek şekilde ortaya koyan bu delil, bazen hissi bazen de akli olabilir.
Hissi olması Kitab-ı Mukaddes geleneğinde yer alan anlatılara uygundur. Hz.
Muhammed ile beraber insanlığın ulaştığı akli seviyede dikkate alınarak akli
mucize ön plana çıkarılmıştır. Keramet, mucize gibi bütün dinlerde var olan
peygamber dışı kişiler tarafından sergilenen olağanüstü durum olarak kabul
edilir. Bağdâdî her iki kavrama da farklı bakış açısıyla düşünsel bir derinlik
kazandırmaktadır.Mucize ile keramet arasında olağanüstü olmaları açısından bir
ortaklık söz konusu olduğunu düşünen Bağdâdî, adetleri bozma noktasındaki
gerekçeleri ve konumlarındaki farklılığa dikkati çeker. Mucize göstermede ilahi
vahyin güvenirliliğini, nübüvvetin sıhhatini ortaya koyma söz konusu iken,
keramette böyle bir endişe ve çaba yoktur. Ayrıca mucize, keramet ve istidrac
dışındaki olağanüstü hallerden ayrıntılı bir şekilde bahsedilmemesi Bağdâdî’nin
yaklaşımının diğer bir orijinalliğidir. Bağdâdî, sistemli bir tarzda ele aldığı
kelam konularını aynı metotla incelerken Ehl-i Sünnet itikadına sıkıca
bağlanmayı doğru bir tavır olarak ortaya koyar. Bunu yaparken akli ve nakli
delillerden elde ettiği bilgiyi sistemli bir şekilde sunar. Onun teolojik
yaklaşımı her ne kadar o günün şartlarından ayrı tutulmayacak kadar dönemin renklerini
barındırsa da aynı zamanda sistemini ortaya koymaktadır.
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Aralık 2016 |
Gönderilme Tarihi | 3 Ocak 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Cilt: 16 Sayı: 2 |
Correspondence Address
Cukurova University, Faculty of Theology, Balcali Campus, 01330, Saricam/Adana.