Allah hikmetsiz hiç bir şeyi
yaratmadığı gibi korkuyu da gereksiz ve faydasız yaratmamıştır. Korku duygusu,
Allah’ın kullarına iyilik gözeterek lutfettiği fıtrî bir duygudur. Korkmadan
yaşamak mümkün değildir. Korkuyu yenmek ve korkulan şeye karşı önlem almak
insanın doğasında vardır. Her insan, korkudan emin olmak, huzur ve güven içinde
yaşamak ister. Korkuyu yenemeyen insan, kendini huzurlu ve güvende hissedemez.
Korku, dünya hayatının son bulacağı Kıyâmet gününe kadar varlığını her daim bir
şekilde insanoğluna hissettireceği gibi insanoğlunun gündeminden de hiç
düşmeyecektir. Zira korku, Allah’ın insanoğlunu imtihan ettiği araçlardan
birisi ve üzerinde düşünülmesi gereken Allah’ın âyetlerindendir. Allah korkusu,
kendisinden kaçınılan bir korku olmamış ve beraberinde saygıyı getirmiştir.
Mümin için korku, hem Allah’a olan kurbiyetini ve samimiyetini tesis eden
olumlu bir olgu, hem de imtihan dünyasında zorluklara ve sıkıntılara karşı
direncini ve kararlılığını artıran değerli bir etkendir. Korku, mümini eğiten,
onu kötülükten koruyan, onda oto kontrol sistemi oluşturan yapıcı ve faydalı
bir duygudur. Dolayısıyla yaratılış itibariyle temel insanî duygulardan birisi
olan ‘korku’, bilinç altına yerleşmek suretiyle insanın düşünce ve tasarruflarına
pozitif veya negatif etki yapabilme özelliğini taşır. Hatta bu etki insanı
hayatı boyunca esir alabilir. Korku duygusu, insanı istemi dışındaki söz ve
davranışlara sevk edebilir. Negatif etkiye sahip bir korku, insanın hayatını
altüst edebildiği ve yaşamı o kişi için çekilmez kılabildiği gibi, pozitif
etkiye sahip bir korku, insanın hayatını düzene sokabilir ve yaşamı o kişi için
paha biçilmez bir servet (âhiretin tarlası) yapabilir. Burada önemli olan
korkunun sağlam bir inanç ve güçlü bir irade ile dengelenmesidir. İnsanoğlu
işte bu ince çizgiyi idrak edebilmeli ve korkuyu fırsata çevirebilmelidir.
Gelecekle ilgili korku, kaygı ve endişelerini Kur’ânî buyruklarla gidermeye
çalışmalıdır. İnsan, psikolojik olarak korku ve ümit arasında gidip gelir. Korkunun
yanında onu dengeleyecek bir ümidi de elden bırakmamalıdır. Çünkü dünya hayatı,
ancak âhiretin tarlasıdır. İnsanoğlu dünyada ne ekerse âhirette onu biçecektir.
Kula düşen görev, âhireti için ne ektiğine bakmasıdır. Bu çalışmamızda
Kur’an’ın havf’ı nasıl anlamlandırdığını, onu insanlığa nasıl sunduğunu, Kur’ân
ışığında korkunun insan hayatına etkisini ve diğer varlıkları nasıl
etkilediğini, korku iman ve korku dua ilişkisini ortaya çıkarmaya çalışacağız.
Çalışmanın insanoğlu için bilinmeyen gelecekle ilgili korku, kaygı ve
endişelerini gidermede katkı sunmasını umuyoruz.
Anahtar sözcükler- Kur’ân, İnsan, Havf, Korku, Etki.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Haziran 2019 |
Gönderilme Tarihi | 29 Aralık 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 19 Sayı: 1 |
Correspondence Address
Cukurova University, Faculty of Theology, Balcali Campus, 01330, Saricam/Adana.