İnsanoğlu yerleşik hayata geçtikten bu yana varlığını sürdürebilmek için pek çok zorlu sınavdan geçmiştir. Doğaya karşı verdiği mücadeleyle birlikte toplu yaşama mecburiyetinin yarattığı zorluklarla da mücadele etmek zorunda kalmıştır. Söz konusu bu zorlukların başında kendisi dışında başkalarının ne düşündüğüne dair yoğun bir iç denetim yapması gelmektedir. Toplumun genel kanaatlerinden farklı düşünen bireyi bekleyen olası tehlikelerin başında dışlanma tehdidi gelmektedir. Bunun sonucu olarak korkan birey çoğu zaman susar, fikrini söylemekten çekinir, kamuoyunun genel kanaatlerine uygun davranarak suskunluk sarmalının içine girer. Toplumun en küçük yapı taşı olan bireyin susması mikro düzeyde; düşüncenin susması, makro düzeyde ise; halkların susmasıdır. İletişim biliminin önemli kuramlarından biri olan suskunluk sarmalının temelinde bireyin içinde bulunduğu gruptan dışlanmamak için baskın kamuoyu kanaatlerine uyum sağlamak zorunda kalması yatmaktadır. Sosyopsikolojik ve psikolojik bakış açısına göre üstbeninde kendini çevresinin gözüyle gören ve toplumsal değerleri ezberlemiş ruhsal bir bekçi yaratan bireyin tutum ve davranışlarını korku duygusu ve çevreye uyum sağlama isteğiyle biçimlendirdiği görüşü hâkimdir. Neumann’ın kamuoyu teorisi olarak geliştirdiği suskunluk sarmalı kuramı, insanın psikolojik ve sosyopsikolojik yapısından dolayı kamuoyunun yarattığı dışlanma korkusunun bireyin doğasını etkilediğini dikkat çekmektedir. Kabul gördüğü üzere toplumsal normlar ile insan doğası birbirleriyle iç içe geçmiş ve birbirlerinden bağımsız değildirler. Bu nedenle söz konusu bu çalışmada; kamuoyu, toplum ile birey ilişkisi, birey ile iktidar ilişkisi, kamuoyu gücü, insanın toplumsal doğası ile korkma ve susma davranışı üzerinde durulmuş ve inceleme konusu yapılmıştır.
YOK
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Nisan 2022 |
Gönderilme Tarihi | 28 Şubat 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |