İkinci Yeni şairlerinden olan Sezai Karakoç, şiir anlayışı, hayat görüşü ve din karşısındaki tutumu bakımından topluluğun diğer şairlerinden farklı bir çizgide durur. Yaşam felsefesi İslami temeller üzerine kurulu olan şair, İslami yaşam biçimini diriltme çabası içerisindedir ve şiirlerini de bu eksen etrafında yazmıştır. Karakoç, kuramsal yazılarında ve şiirlerinde; reformcu seçkinlerin modernleşme/ ilerleme kavramını İslami kültürle karşıtlık içinde kurmalarına, Türk toplumunun kendi kimliğini Batı’nın belirlediği ölçütlere göre tanımlaması, sorunu kendi kültürel kodlarında bulması ve bu noktadan hareketle değişim çabasına girmesine itiraz etmektedir. Toplumun bugün yaşadığı sorunların temelinde geçmişte çözümlenmeyen sorunlar, dolayısıyla tepeden inme modernleşme yatmaktadır. Tanzimat ile birlikte Osmanlı’nın Batı’ya yönelmesi sonucunda İslami gelenekten kopuş başlamış, Cumhuriyetle birlikte hem Osmanlı hem de İslam uygarlığı çökmüştür. Kendisi bu uygarlığı tekrar diriltmeyi isteyen bir diriliş eridir.
Çalışmamızda Sezai Karakoç’un “Sürgün Ülkeden Başkentler Başkentine” adlı şiirinde geleneğin izleri, dolayısıyla İslami gelenek ve Divan şiiri unsurları belirlenecektir.
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Ekim 2016 |
Gönderilme Tarihi | 15 Kasım 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Cilt: 25 Sayı: 3 |