Sanat bireyin ontolojik olarak var oluşunu anlamlı kılan, kuşatılan ruhun huzursuzluğunun dışa vurumu şeklinde ifade edilebilir. Ontolojik çözümleme de bu açlığın öne sürümü, dışa vurumu olan metinlerin analizinde izlenen yeni bir uygulamadır. Birçok yöntemden sadece biri olan ontolojik yöntem, divan edebiyatının en önemli nazım şekillerinden biri olan gazellere uygulanabilir ve bu yöntemle farklı çıkarımlar elde edilebilir. Roman İngarden’in varlık tabakalarının sanat eserlerinde uygulanmasıyla, İsmail Tunalı’nın Sanat Ontolojisi kitabında bahsettiği ontolojik metot, ilk kez Yavuz Bayram ve Dursun Ali Tökel tarafından divan edebiyatı metinlerine uygulanmıştır. Sanat eserini, ontik bir nesne olarak gören İngarden, bir edebiyat eserinin dört tabakadan oluştuğunu söyler. Bu dört tabaka, çalışmanın formülünü verir. Çalışmada söz konusu gazelin her beyti dört yönden incelenerek, şiir varlık tabakalarına bölünmüş, şiirden anlamsal ve sözdizimsel olarak farklı çıkarımlar elde edilmesi amaçlanmıştır. Her beyit kelime, cümle semantiği, obje, karakter ve alınyazısı tabakaları bakımından çözümlenmeye çalışılmıştır. Bu çalışmayla Nâbî’nin hikemî tarzda kaleme aldığı, anlamsal tabakalarla örülü ve varlıkların gizemli yönlerine göndergede bulunduğu “olur” redifli gazelini ontolojik yöntemle çözümleyerek hem ontolojik çözümlemenin tanınmasına, hem de farklı bir bakış açısıyla beyitlere yaklaşarak gazelin görünenin ötesi anlam şekillerinin fark edilmesine küçük de olsa katkıda bulunmak istedik.
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ekim 2015 |
Gönderilme Tarihi | 16 Kasım 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Cilt: 24 Sayı: 2 |