Yerli yazın incelendiğinde Türk dilinde ruminasyon kelimesine ilişkin kesin bir kavram birliğine varılamadığı, farklı çalışmalarda farklı kavramların kullanıldığı görülmektedir. “Zihinsel geviş getirme” de bunlardan birisidir. Zihinsel geviş getirme ifadesinin insana yönelik kullanımı gerek biyolojik ve kültürel uyumsuzluk gerekse alaycı bir algı oluşturabilmesi açısından tepki ile karşılanmaktadır. Dolayısıyla ruminasyonun öncülleri ve bireyler ve örgütler üzerindeki etkilerine yönelik kapsamlı araştırmalar sonucunda oluşacak yerli bir kavrama ihtiyaç duyulmaktadır. Böyle bir çalışmanın yapılması ruminasyon kelimesinin anlam kargaşasına açıklık getirerek hem kavramın daha iyi anlaşılmasına katkı sağlayacak hem de alandaki boşluğu dolduracaktır. Nitel araştırma desenlerinden keşifsel araştırma şeklinde tasarlanan çalışmada literatür taraması ve odak grup görüşmesi yöntemiyle elde edilen veriler, tematik analiz ve Meleis’in kavram geliştirme yöntemleri aracılığıyla incelenmiştir. Sonuç olarak “Saplantılı Zihinler,” “Zihinsel Dönme”, “Düşünce Girdabı” veya “Düşünce Sarmalı” gibi ifadeler üzerinde yoğunlaşılarak “Düşünce Labirenti” kavramının önerilmesinde karar kılınmıştır. “Düşünce Labirenti” kavramının ruminasyonun gerçek doğasını yansıtarak bilimsel literatüre daha uygun olabileceği düşünülmektedir. Labirent kavramının, ruminasyonun hem olumsuz hem de içinden çıkılamaz sürekli bir döngü özelliğini tek kelimeyle yansıtması, ifadeyi teknik ve anlamsal açıdan oldukça etkili kılan bir karşılıktır.
When the Turkish literature is examined, it is seen that there is no definitive consensus regarding the term rumination, with various studies employing different expressions. Mental rumination (juggling the ideas) is one of them. The use of that term for human beings has drawn criticism due to its potential for biological and cultural incongruity, as well as its somewhat derisive connotation when applied to humans. Therefore, there is a need for a local concept being formed as a result of comprehensive research on the antecedents of rumination and its effects on individuals and organizations. Conducting such a study will both contribute to a better understanding of the concept and fill the gap in the field by clarifying its ambiguity. Designed as an exploratory study, qualitative data from literature review and focus group interviews were analyzed using thematic analysis and Meleis’s method of Concept Development. Thus, the decision was made to propose the concept of “Thought Labyrinth” by discussing expressions such as “Obsessive Minds”, “Mental Rotation”, “Thought Vortex”, or “Thought Spiral”. It is thought that the concept of “Thought Labyrinth” may be more appropriate to the scientific literature by reflecting complex and cyclical nature of rumination, capturing both its persistent and disorienting characteristics. The concept of the labyrinth, with its connotation of an inescapable, convoluted mental pathway, offers a succinct and semantically powerful alternative for the Turkish academic context.
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Psikolojide Davranış-Kişilik Değerlendirmesi, Pazarlama (Diğer) |
| Bölüm | Makaleler |
| Yazarlar | |
| Yayımlanma Tarihi | 24 Ekim 2025 |
| Gönderilme Tarihi | 5 Aralık 2024 |
| Kabul Tarihi | 13 Mayıs 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 34 Sayı: 2 |