Dünya tarihi aynı zamanda bir insan hareketliliği tarihidir. İnsan hareketliliğinin en önemli dilbilimsel sonucu ise dil temasları ve dil etkileşimleridir. İnsanların bireysel hareketlilikleri, bir dil için genellikle yakın vadede bir tehdit oluşturmazken daha büyük hareketlilikler (göçler, ilticalar vb.), genellikle en az iki dilin birbirlerinden gelecek etkilere açık olarak karşılaşması, en az iki dilin birbiriyle çoğu önemli dilbilimsel sonuçlar verecek biçimde temas etmesi anlamına gelmektedir. İnsan hareketliliğinin insanlık tarihi boyunca var olageldiği bilinmektedir. Bu ise, birçok toplumsal olguda olduğu gibi dilsel anlamda da tam bir sterilizasyonun olmadığı, dillerin dış yapıları kadar içyapıları bakımından da katışıksız olmayabilecekleri ihtimalini gündeme getirmektedir. Buna göre, bir dil kullanıcısına hatta o dilin araştırmacısına öz gibi gelen, yalnızca kendisine ait gibi görünen ve bu bakımdan da mutlak (değişmemiş ve değişmeyecek) sanılan yapısal özelliklerin, eğilimlerin ve tercihlerin uzak veya yakın geçmişteki temasların bir sonucu, dilsel etkileşimlerin silikleşmiş mirası olma ihtimali her zaman vardır. İnsan hareketlilikleri, dil etkileşimleri ve “saf dil olmadığı” yönündeki görüşler, 1990 yıllar itibarıyla dilbilim dünyasında daha açık bir terimle ifadesini bulan bir disiplinin doğmasına yol açmıştır: Temas dilbilim. Esasında özerk bir dilbilim disiplini olma yolunda ilerleyen, kendi terminolojisini oluşturan, kendi yöntemlerini geliştiren ve kuramsal olarak da ele alınan temas dilbilim, toplumdilbilimin içinden doğmuştur. Bu bakımdan toplumdilbilimin coğrafya, tarih, insanbilimi, budunbilimi ve hukukla kesişmesi özelliği temas dilbilim için de geçerli olmaya devam etmektedir. Dil ilişkileri sözvarlığı düzleminde gerek Batı bilim dünyasında gerekse Türkiye’deki araştırmacılar tarafından eskiden beri ele alınan bir konudur. Ancak Türkiye’deki çalışmalar daha çok dillerin sözcük alışverişlerine odaklıdır ve sözcüksel alışveriş sınırlılığında bile ilkelerin ne olduğu çok fazla dikkate alınmamıştır. Temas dilbilim ise dil ilişkilerine hem kuramsal ve ilkesel boyutta bakmakta hem de alışverişlerin ve kopyalamaların yalnızca sözcüksel düzlemde olmadığını vurgulamaktadır. Temas dilbilim, temel olarak dil hakları, dünyadaki makro ve mikro dil bölgeleri, bu bölgelerdeki dilsel miraslar, dillerin karışması ve dilsel melezlenme, yeni dillerin doğuşu ve dil ölümleri gibi konuları incelemektedir. Bugün Batı literatüründe temas dilbilimle ilgili geniş bir literatür oluşmuş durumdadır. Başlangıç çalışmaları genel ilkelerin değerlendirildiği, temas dilbilimin kuramsal olarak düşünülüp genel çerçevesinin çizildiği el kitabı özelliğindeki çalışmalardır. Yakın zamandaki çalışmalar ise daha çok spesifik olarak bir dilin tarihsel veya çağdaş dil ilişkilerinin veya spesifik olarak bir dil bölgesindeki dil ilişkilerinin ortaya çıkarılması amacıyla yapılmaktadır.
Temas Dilbilim Dil İlişkileri Dil Etkileşimleri Yerdilbilim Dil Çevresi Dilbilimsel Tipoloji Dil Evrensellikleri
World history is also a history of human mobility. The most important linguistic consequence of human mobility is language contacts and language interactions. While individual movements of people do not generally pose a threat to a language in the near time, larger movements (migrations, asylums, etc.) generally mean that at least two languages come into contact with each other, open to influences from each other, and at least two languages come into contact with each other in a way that gives many important linguistic results. It is known that human mobility has existed throughout human history. This brings to the agenda the possibility that there is no complete sterilization in the linguistic sense, as in many social phenomena, and that languages may not be pure in terms of their internal structure as well as their external structure. Accordingly, there is always the possibility that the structural features, tendencies and preferences that seem essence to a language user or even to a researcher of that language, that seem to belong only to him and therefore are thought to be absolute (unchanged and will not change), are a result of contacts in the distant or recent past, a faded legacy of linguistic interactions. Human mobility, language interactions and the views that “There is no pure language.” have led to the emergence of a discipline that has been expressed with a clearer term in the world of linguistics as of the 1990s: Contact linguistics. In fact, contact linguistics, which is on its way to becoming an autonomous linguistic discipline, creates its own terminology, develops its own methods, and is also considered theoretically, emerged from sociolinguistics. In this respect, the intersection of sociolinguistics with geography, history, anthropology, ethnology and law continues to be valid for contact linguistics as well. Language relations is a subject that has long been addressed at the level of vocabulary by researchers both in the Western scientific world and in Turkey. However, studies in Turkey are more focused on the lexical exchange of languages, and even in the limited lexical exchange, the principles are not taken into consideration. Contact linguistics, on the other hand, looks at language relations both theoretically and in principle, and emphasizes that exchanges and copies are not only at the lexical level. Contact linguistics basically examines issues such as language rights, macro and micro language regions in the world, linguistic heritage in these regions, mixing of languages and linguistic hybridization, the birth of new languages and language deaths. Today, an extensive literature on contact linguistics has emerged in Western literature. Initial studies are handbook-like studies in which general principles are evaluated, contact linguistics is considered theoretically and its general framework is drawn. Recent studies are carried out specifically to reveal the historical or contemporary language relations of a language or specifically the language relations in a language region.
Contact Linguistics Language Relations Language Interactions (Interplays) Geolinguistics Language Ecology Linguistic Typology Language Universals
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Karşılaştırmalı Dil Çalışmaları |
| Bölüm | Araştırma Makalesi |
| Yazarlar | |
| Gönderilme Tarihi | 14 Mart 2025 |
| Kabul Tarihi | 13 Aralık 2025 |
| Yayımlanma Tarihi | 14 Aralık 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 10 Sayı: 2 |