The great social change in Turkish society, especially in the last century, in which ordinary people have emerged as citizens, has affected the meanings of titles such as kadın "woman", hanım "lady", bey "gentleman", efendi "sir" etc. which have been used in Turkish for centuries. The use of these high titles from the Middle Ages for ordinary people in modern society has changed the meaning structure of these titles.
The form Old Turkic katun, first seen in Old Turkic inscriptions, means "empress". The high content in the meaning of this title continued in Ottoman. The women of Ottoman rulers were first called ḫâtûn in Persian and then sultân in Arabic. However, from the 17th century onwards, the title of kadın “woman” became widespread in the Ottoman palace. The use of this kadın title continued until the last sultan Vahideddin.
In the early 20th century, with the Young Turk Revolution of 1908 and the founding of the Republic of Turkey in 1923, major reforms such as freedom, equality, nationalization and secularism have always focused on women. This entry of women into the public and social sphere led to a change in the meaning of the kadın "woman" word. With the increase in the number of working women in the cities, cleaning women as housekeepers has also started to come into view.
The phrase "cleaning woman", which was not used in Turkish before, has been derived. Developed as a result of a linguistic ellipse, the meaning of kadın "woman" as "unskilled laborer woman, helper, maid who goes to houses for cleaning" is very new. Thus, we see that the state-level title katun in the Orkhon Inscriptions and the kadın title as "empress" in the Ottoman imperial palace have reached this brand new meaning especially with the great social change in the last hundred years.
A similar change in meaning is also seen in the title hanım: The title hanım "empress", which belonged to the same high political circle as khan “emperor” in medieval Turkic states, spread to mean "married woman" in Ottoman Turkish. In modern Turkish, however, it is used only as a gender designation for every woman in society, without the meaning of "empress" or "married woman".
The title beg (> beğ > bey) in Turkish first appears in the Orkhon inscriptions: In Old Turkic, the term begler, as opposed to bodun, "people, commoners", denotes nobility and the order of rul of begler "sirs" he Turkish title beg > beğ > bey always carries an honorary character. The military and administrative content of the Old Turkic title beg "sir" continued for centuries. Osman, the founder of the Ottoman Empire, and his son Orhan were also known by this title.
The military and administrative content in the word beg which was seen in Old Anatolian Turkish from the beginning, > Ottoman beğ > Turkish bey, has been absent for the last hundred years of the Republican era. In Turkish, it has ceased to be a military and administrative title and has become commonplace only in the sense of an address like monsieur or mister.
The loss of the high content of these titles in Turkish, such as "efendi", is also seen in Indo-European languages: Latin seigneur > English sir; Latin mon seigneur > French monsieur.
Türk toplumunda özellikle son yüzyılda, sıradan insanın vatandaş olarak belirdiği büyük toplumsal değişim, Türkçede asırlardır kullanılan kadın, hanım, bey, efendi gibi ünvanların anlamlarını etkilemiştir. Orta Çağ'a ait bu yüksek ünvanların çağdaş toplumda sıradan insanlar için kullanılması, bu ünvanlardaki anlam yapısını değiştirmiştir.
Eski Türk yazıtlarında ilk kez görülen katun biçimi "imparatoriçe" anlamındadır. Bu ünvanın anlamındaki yüksek içerik Osmanlıcada da devam etmiştir. Osmanlı hükümdarlarının kadınları için önceleri Farsça ḫâtûn ardından da Arapça sultân ünvanları kullanılmıştır. Fakat XVII. yüzyıldan itibaren Osmanlı Sarayında kadın ünvanı yayılmıştır. Bu kadın ünvanının kullanımı son padişah Vahideddin dönemine kadar sürmüştür.
XX. yüzyıl başlarında, 1908'deki Jön Türk Devrimi ve 1923'teki Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu ile birlikte özgürlük, eşitlik, uluslaşma ve laiklik gibi büyük yenilikler hep kadına odaklanmıştır. Kadının kamusal ve toplumsal alana böyle girişi kadın sözünde de anlam değişmesine yol açmıştır. Şehirlerde çalışan kadınların artmasıyla birlikte ev temizliğine giden kadınlar da görülmeye başlamıştır.
Türkçede daha önce kullanılmayan temizlikçi kadın tamlaması türemiştir. Dilde bir ellipse sonucunda gelişen kadın "temizlik için evlere giden vasıfsız işçi kadın, yardımcı, hizmetçi" anlamı çok yenidir. Böylece Orhun Yazıtlarında devlet düzeyindeki katun ve Osmanlı imparatorluk sarayındaki kadın "imparatoriçe" ünvanının özellikle son yüz yıldaki büyük toplumsal değişimle bu yepyeni anlamına eriştiğini görüyoruz.
Buna benzer anlam değişmesi hanım ünvanında da görülmektedir: Orta Çağ Türk devletlerinde han ile aynı yüksek siyasi daireye ait olan hanım "imparatoriçe" ünvanı Osmanlıcada "nikahlı kadın" anlamında yayılmıştır. Çağdaş Türkçede ise "saraylı kadın" veya "nikahlı kadın" anlamı olmadan toplumdaki her kadın için sadece cinsiyet belirten biçimde kullanılmaktadır.
Türkçedeki beg (> beğ > bey) ünvanı ilk kez Orhun yazıtlarında geçer: Eski Türkçe. bodun ile ifade edilen "halk, avam" kavramının karşıtı olarak begler terimi, asaleti ve beylerin hakimiyet düzenini ifade eder. Türkçe beg > beğ > bey ünvanı daima onur verici bir karakter taşır. Eski Türkçe beg ünvanındaki askerî ve idari içerik asırlarca devam etmiştir. Osmanlı Devletinin kurucusu olan Osman ve oğlu Orhan da bu ünvanla anılmıştır.
Eski Anadolu Türkçesinde baştan beri görülen beg > Osmanlıca beğ > Türkiye Türkçesi bey sözündeki askerî ve idari içerik, Cumhuriyet çağını yaşadığımız son yüz yıl boyunca artık yoktur. Türkiye Türkçesinde askerî ve idari ünvan olmaktan çıkıp sadece mösyö veya mister gibi bir hitap anlamıyla sıradanlaşmıştır.
Türkçedeki bu ünvanların "efendi" gibi yüksek içeriklerini kaybetmesi, Hint Avrupa dillerinde de görülmektedir: Latince seigneur > İngilizce sir "efendi; bey"; Latince mon seigneur > Fransızca monsieur "efendi; bey".
Türk toplumunda özellikle son yüzyılda, sıradan insanın vatandaş olarak belirdiği büyük toplumsal değişim, Türkçede asırlardır kullanılan kadın, hanım, bey, efendi gibi ünvanların anlamlarını etkilemiştir. Orta Çağ'a ait bu yüksek ünvanların çağdaş toplumda sıradan insanlar için kullanılması, bu ünvanlardaki anlam yapısını değiştirmiştir.
Eski Türk yazıtlarında ilk kez görülen katun biçimi "imparatoriçe" anlamındadır. Bu ünvanın anlamındaki yüksek içerik Osmanlıcada da devam etmiştir. Osmanlı hükümdarlarının kadınları için önceleri Farsça ḫâtûn ardından da Arapça sultân ünvanları kullanılmıştır. Fakat XVII. yüzyıldan itibaren Osmanlı Sarayında kadın ünvanı yayılmıştır. Bu kadın ünvanının kullanımı son padişah Vahideddin dönemine kadar sürmüştür.
XX. yüzyıl başlarında, 1908'deki Jön Türk Devrimi ve 1923'teki Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu ile birlikte özgürlük, eşitlik, uluslaşma ve laiklik gibi büyük yenilikler hep kadına odaklanmıştır. Kadının kamusal ve toplumsal alana böyle girişi kadın sözünde de anlam değişmesine yol açmıştır. Şehirlerde çalışan kadınların artmasıyla birlikte ev temizliğine giden kadınlar da görülmeye başlamıştır.
Türkçede daha önce kullanılmayan temizlikçi kadın tamlaması türemiştir. Dilde bir ellipse sonucunda gelişen kadın "temizlik için evlere giden vasıfsız işçi kadın, yardımcı, hizmetçi" anlamı çok yenidir. Böylece Orhun Yazıtlarında devlet düzeyindeki katun ve Osmanlı imparatorluk sarayındaki kadın "imparatoriçe" ünvanının özellikle son yüz yıldaki büyük toplumsal değişimle bu yepyeni anlamına eriştiğini görüyoruz.
Buna benzer anlam değişmesi hanım ünvanında da görülmektedir: Orta Çağ Türk devletlerinde han ile aynı yüksek siyasi daireye ait olan hanım "imparatoriçe" ünvanı Osmanlıcada "nikahlı kadın" anlamında yayılmıştır. Çağdaş Türkçede ise "saraylı kadın" veya "nikahlı kadın" anlamı olmadan toplumdaki her kadın için sadece cinsiyet belirten biçimde kullanılmaktadır.
Türkçedeki beg (> beğ > bey) ünvanı ilk kez Orhun yazıtlarında geçer: Eski Türkçe. bodun ile ifade edilen "halk, avam" kavramının karşıtı olarak begler terimi, asaleti ve beylerin hakimiyet düzenini ifade eder. Türkçe beg > beğ > bey ünvanı daima onur verici bir karakter taşır. Eski Türkçe beg ünvanındaki askerî ve idari içerik asırlarca devam etmiştir. Osmanlı Devletinin kurucusu olan Osman ve oğlu Orhan da bu ünvanla anılmıştır.
Eski Anadolu Türkçesinde baştan beri görülen beg > Osmanlıca beğ > Türkiye Türkçesi bey sözündeki askerî ve idari içerik, Cumhuriyet çağını yaşadığımız son yüz yıl boyunca artık yoktur. Türkiye Türkçesinde askerî ve idari ünvan olmaktan çıkıp sadece mösyö veya mister gibi bir hitap anlamıyla sıradanlaşmıştır.
Türkçedeki bu ünvanların "efendi" gibi yüksek içeriklerini kaybetmesi, Hint Avrupa dillerinde de görülmektedir: Latince seigneur > İngilizce sir "efendi; bey"; Latince mon seigneur > Fransızca monsieur "efendi; bey".
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Güney-Batı (Oğuz) Türk Lehçeleri ve Edebiyatları |
Bölüm | Dilbilim |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 21 Aralık 2023 |
Gönderilme Tarihi | 2 Ekim 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 8 Sayı: 2 |