This article reconstructs nazariyat—a pivotal notion in Yalçın Koç’s philosophy—within an onto-epistemic framework that revisits the term’s etymological depth and its place in the Turkish-Islamic intellectual tradition. The central claim is that nazariyat should be distinguished from “theory” as commonly conceived in Western discourse: rather than a language- and reason-bound conceptual scheme, nazariyat functions as a mode of contemplation whose face is turned toward ḥaqīqa (truth). This distinction is articulated through Koç’s critique of logia (intellectuality): whereas logia stabilizes time and events within linguistic-mental constructions, nazariyat marks a seeing/“gazing” (nazar/seyr) that exceeds such constructions. Accordingly, the conceptual difference between ḥaq and ḥaqīqa becomes a criterion for thinking that seeks the “trace of truth” in what truly is, rather than resting content with mere factual reality.
The operational logic of nazariyat is explicated via Koç’s fourfold schema: “this/this,” “this/that,” “that/this,” and “that/that.” The schema orders the vistas that different gazes yield. “This through this” is a pseudo-gaze that leads only to factualities; “this/that” and “that/this” proliferate logia or a logia-of-nazariyat, edging toward truth while falling short of an ultimate measure. The apex is “that through that,” which aims at the direct apprehension of the trace of truth in what is ḥaqq and thus functions as the normative horizon of nazariyat. In coordinating both the perspectival plurality of logia and the non-relative horizon of nazari contemplation, the schema renders visible a graded path from linguistic-rational constructs to an immediate grasp of the “simple vista.”
The conclusion synthesizes the epistemological and ontological bearings of this framework. First, nazariyat enables an immediate apprehension beyond classificatory language, correlating this with a heart/soul-based transcendent cognition. Second, it provides a constructive basis for reconnecting the Turkish-Islamic legacy—above all, the principle of unity—with contemporary philosophical debates. In this respect, nazariyat is not merely a conceptual distinction but a methodological proposal that discriminates between ḥaq and ḥaqīqa, transforming cognition and re-anchoring philosophical critique in its classical sources. The article grounds this proposal in Koç’s primary works and current secondary literature, indicating avenues for future interdisciplinary applications.
Turkish-Islamic Thought Yalçın Koç Nazariyat Intellectuality Ḥaqq Ḥaqīqa
Bu makale, Yalçın Koç’un düşünce sistematiğinde merkezî bir kavram olarak konumlanan “nazariyat”ı, kavramın köken anlamı ve Türk-İslâm düşüncesindeki yerini dikkate alarak, onto-epistemik bir çözümleme çerçevesinde yeniden inşa etmektedir. Çalışmanın temel iddiası, nazariyatın Batı dillerindeki “teori/kuram” kavrayışından ayrışarak, dili ve aklî tasnifleri aşan, “yüzü hakîkâte dönük tefekkür” niteliği taşıdığıdır. Bu ayrım, Koç’un fikriyat (logia) eleştirisi eşliğinde açımlanır: Fikriyat, zamanı ve olguları dilsel-zihinsel kurgular içinde sabitleyen bir indirgeme olarak tanılanırken, nazariyat bu kurgusal sınırların ötesine yerleşen görme/seyr imkânı olarak temellendirilir. Böylece “hak” ile “hakîkât” arasındaki ayrım, yalnızca olgusal gerçeklikle yetinmeyen, “hak olan”da “hakîkâtin izi”ni arayan bir düşünme ölçütü hâline gelir.
Nazariyatın işleyişi, Koç’un dört cihet şeması üzerinden açıklanır: “bu/bu”, “bu/o”, “o/bu” ve “o/o”. Bu şema, nazarın (bakış/seyr) doğurduğu manzaraların dereceli bir hiyerarşisini verir. “Bu yoluyla bu” sözde bir bakma olarak yalnızca olgusal gerçekliklere götürür; “bu/o” ve “o/bu”, fikriyat yahut nazariyata dair fikriyatı çoğaltarak hakîkâtin izine kısmen yaklaşsa da, nihai ölçüyü vermez. Zirve nazar olan “o yoluyla o”, hak olanda hakîkâtin izini doğrudan idrâk etmeye matuftur ve Koç’un nazariyat tasavvurunda ölçü koyucu bir konuma sahiptir. Bu yapı, hem fikriyatın dil-akıl sınırlarına bağlı çoğul perspektiflerini hem de nazari seyrin gayr-i nisbî ufkunu aynı anda görünür kılar.
Sonuç kısmı, bu nazari çerçevenin epistemolojik ve ontolojik sonuçlarını iki hat üzerinde toplar. Birincisi, nazariyat fikriyatın tasnif edici dil rejimini aşarak basit manzaranın doğrudan idrâkini mümkün kılar; bu, gönül/nefse dayalı aşkın idrâkle irtibatlandırılır. İkincisi, Koç’un Türk-İslâm tefekkür mirasını—özellikle birlik ilkesini—çağdaş felsefî tartışmalarla yeniden buluşturma girişimine kurucu bir zemin sağlar. Böylelikle nazariyat, yalnızca kavramsal bir ayrım değil; hak ile hakîkâti tefrik eden, idrâki dönüştüren ve felsefî eleştiriyi kendi kadim kaynaklarıyla irtibatlandıran bir yöntem önerisidir. Çalışma, Koç’un ilgili eserleri ve güncel ikincil literatür ışığında bu önerinin kapsamını ve imkânlarını tartışarak, ileride yapılacak disiplinlerarası uygulamalara bir başlangıç zemini sunar.
Türk-İslâm Düşüncesi Yalçın Koç Nazariyat Fikriyat Hak Hakîkat
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Karşılaştırmalı Dini Araştırmalar |
| Bölüm | Araştırma Makalesi |
| Yazarlar | |
| Gönderilme Tarihi | 3 Ağustos 2025 |
| Kabul Tarihi | 26 Aralık 2025 |
| Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: 69 |