The supreme counsel of the religion of Islam insistently emphasizes and promotes social solidarity and solidarity at every stage of life. Among the encouraged advices; the Qur'an and the hadith how meticulously focused on orphans and promised conditions and provisions for a virtuous life. The aim of the protection of orphans, shelter, representation, surety, evaluation of his property for bestowal, approaching with compassion and mercy. The prophet of Islam, who was born as orphan, Muhammad (pbuh.), by addressing the conscience of humanity in order to protect the rights and law of orphan, brought preventive, encouraging orders and prohibitions. When it comes to dealing with orphans and protecting their rights and laws, it is not a correct approach to understand only in the form of protecting and meeting their material needs. On the contrary, it has been emphasized to meet his spiritual and psychological needs, not to insult his personality, and to contribute to his growing up as a beneficial individual for the society. This issue is stated as follows in the verse: “So don't crush the orphan” (Duhâ, 93/9). This order and the person of the Messenger of Allah also, draw the attention of mankind to respect for the material and spiritual rights of the orphan. The main target of the related things is not to leave the orphans alone, but to protect them, to provide an atmosphere of love. Otherwise, orphans deprived of the environment of love may pose problems for themselves and society while struggling with some psychological problems. The main purpose of our study is to draw attention to the compliance of the orphans' rights-law in the axis of the Qur'an and hadith according to the rapidly developing and changing life conditions in our age.
İslâm dininin yüce öğütleri, hayatın her safhasında sosyal dayanışma ve yardımlaşmaya vurgu yapıp ve teşvik etmektedir. Teşvik edilen öğütlerden; Kur’ân ve hadis nasları yetim üzerinde titizlikle durmuş, erdemli bir hayat sürmesi için şartlar ve hükümler va’z etmiştir. İslâm, yetimin korunması, barınması, temsili, kefaleti, malının doğru değerlendirilmesi, ona şefkat ve merhametle yaklaşılmasını hedeflemiştir. Kur’ân-ı Kerîm nasları ve Hz. Muhammed (s.a.v.), yetimin hak ve hukukunun korunması hususunda insanlığın vicdanına seslenerek önleyici, teşvik edici emir ve yasaklar getirmiştir. Yetimle ilgilenilmesi, hak ve hukukunun korunması denilince sadece maddî ihtiyaçlarının korunması ve karşılanması şeklinde anlamak doğru bir yaklaşım değildir. Bilakis onun manevi ve psikolojik ihtiyaçlarının da karşılanması, kişiliğinin zedelenmemesi, topluma yararlı bir birey olarak yetişmesine katkı sağlamanın üzerinde önemle durulmuştur. Bu husus âyette şöyle beyan edilmektedir: “O halde sakın yetimi ezme”(Duhâ,93/9). Resûlullah’ın şahsında olan bu emir insanlığın dikkatini yetimin maddi ve manevi haklarına riayet edilmesine çekmektedir. Yetimin istismarcıların eline terkedilmemesi, sahip çıkılması, sevgi ortamının sağlanması ilgili nasların temel hedefidir. Aksi takdirde sevgi ortamından mahrum bırakılan yetimler, bir takım psikolojik sorunlarla boğuşurken, kendileri ve toplum için problem teşkil edebilmektedirler. Çalışmamızdaki temel amaç, çağımızda hızla gelişen ve değişen hayat şartlarına göre Kur’an ve hadis ekseninde yetimin hak-hukukuna riayet edilmesine dikkatleri çekmeye yöneliktir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Haziran 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 23 Sayı: 57 |