By the time some different schools and groups of societies have criticized the narrators who collected the hadites of the prophet recording in books and serv-ing Muslim ummah by protecting them from getting lost. Within these critics are some that claim narrators related contradicting make up, traditions, contended with verbal knowledge, become irregular with their prayers, neo-lected the Holy Qur’an, allowed to rumour by nearing their gossiping, being proud of their knowledge running after wordly benefits and had failed to understand the sense of hadith. However these critics are not against all narrators but meaning to certain groups to criticize. Thus putting all narrators under suspicion is not consistent and do not agree with the science of knowledge. All activities of narrators mean to make Muslims more religious and follow hadithes more. The narrators whom history withnessed that the fulfilled their duties peewishly in collecting the hadithes scattered to different regions of Islamic geography having done their best in refining them then related those as hadithes. No one is entitled to blind these works. Muslims’ learning all details about the Prophet, for sure, owe much the understanding of Islam depending on hadith and narrators have the greatest role in this service.
Hz. Peygamber’in hadislerini toplayarak kitaplara kaydeden, böylece hadislerin kaybolup gitmesini önleyerek İslam ümmetine büyük hizmet eden hadisçilere zaman içinde değişik fırka ve gruplar tarafından bazı eleştirilerin yapıldığı gö-rülmüştür. Bu eleştiriler arasında hadisçilerin, çelişkili, uydurma rivayetler nak-letmeleri, ilmin zâhiri ile yetinmeleri, ibadetlerini aksatmaları, Kuran’ı ihmal et-meleri, manâ ile rivayete cevaz vermeleri, gıybet etmeleri, ilimleriyle gurura ka-pılmaları, dünya menfaati peşinde koşmaları, hadisin fıkhını az anlamaları gibi iddialar yer almaktadır. Ne var ki bu iddialar, bütün hadisçilere yönelik olmak-tan daha çok, belli bazı kişileri hedef alan mevziî eleştirilerdir. Buradan hareketle hadisçilerin tamamını töhmet altına almanın ne kadar tutarlı olduğu hususu tartışılmalıdır. Hadisçilerin bütün faaliyetleri müslümanların daha dindar olmaları, hadise daha fazla bağlı kalmaları amacına yönelik olarak gerçekleşmiştir. Bu uğurda üzerlerine düşen görevi en titiz şekilde yerine getirdiklerine tarihin şahitlik ettiği hadisçiler, İslam coğrafyasının değişik bölgelerine yayılan hadisleri toplayarak, güçlerinin yettiği kadar onları ince bir elemeden geçirdikten sonra hadis olarak nakletmişlerdir. Gerçekleştirilen bu büyük çalışmaları gölgelemeye kimsenin hakkı yoktur. Müslümanların Hz. Peygamber’e ait olan her şeyi en küçük detayına varıncaya kadar bilmelerinde, hadise dayalı bir İslam anlayışının oluşturulmasında en büyük pay hiç şüphesiz hadisçilerindir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Şubat 2011 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2011 Cilt: 11 Sayı: 1 |