Ibn al-Arabi is one of the most influential sûfîs-philosopher whose views have been oft-debated in the history of Islamic thought and there have been set forth many opposite judgments regarding his thought. Debates made about him, generally have come from the religious perspective and epistemological sources of his ontology, haven’t been mentioned in respect of philosophical analyses. In this study, trying to examine Ibn Arabi’s views concerning the sense and reason that are most important in philosophy as epistemological sources, we attempted to presenting the coherence, which necessarily should be between existence and knowledge, in the context of sense and reason.
İbn Arabî İslam düşünce tarihinde görüşleri çok tartışılmış ve hakkında birçok farklı görüşler serdedilmiş, önemli bir yer işgal eden bir sûfî-filozoftur. Onunla ilgili tartışmalar genel olarak dinsel perspektiften yapılmış ve teolojisinin epistemolojik kaynaklarına ilişkin felsefi analizler çok fazla ön plana çıkartılmamıştır. Biz bu çalışmamızda, İbn Arabi’nin öğretisini temellendirirken felsefede önem arz eden iki temel epistemolojik kaynak olan duyu ve akla atfettiği önemi irdelemeye çalışarak, varlık ile bilgi arasında uygunluk temelinde var olan münasebetin akıl ve duyu bağlamında tutarlılığını sunmayı hedefledik.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Şubat 2010 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2010 Cilt: 10 Sayı: 1 |