Bu makalede, kunût duasıyla ilgili Hz. Peygamber’den gelen rivayetlere ve bu rivayetlerin nakline bağlı olarak fıkıh ekollerinin esas aldıkları bazı uygulama örneklerine, ortaya çıkan ictihâdî farklılıklara ayrıntılı bir şekilde yer verilmiş; konu hakkında öne sürülen görüşler hüküm açısından değerlendirilmiştir. Mevcut görüş ayrılıkları bir tarafa, dört mezhep açısından oluşan genel kanaat sabah namazı, vitir namazı ve Müslümanların karşılaştıkları belâ ve musîbet zamanları haricinde kunût duasının okunmayacağı yönünde olduğu görülmüştür. Bununla birlikte Hz. Peygamber’den gelen rivayetlerin ve uygulama örneklerinin farklılığı sebebiyle kimi fakihlerin bazı namazlarda kunût okumayı bidat, bazılarının sünnet kabul ettiğine ve yine bir kısmına göre kunût duası okumanın bazı namazlarla sınırlı tutulması gerektiği, bir kısmına göre de, belâ ve musîbet anlarında neredeyse tüm namazlarda okunabileceği şeklinde farklı görüşlerin ortaya çıktığına yer verilmiştir. Makalede son olarak, özellikle ülkemizin belli yörelerinde Hanefî ve Şâfiî mezheplerine mensup Müslümanların, namazlarda kunût duasının okunmasının keyfiyetine dair mezheplerinin ictihâd farklılıklarını gerekçe göstererek farklı mezhepten imama uymama ve cemaatle namaz kılmama eğilimi göstermeleri meselesine temas edilmiştir. Oysa İslâm’da cemaatle namaz kılma ibadetinin, sarâhati/katiyeti ve önemi tüm mezhepler açısından müsellem ve ümmetin vahdeti ve birliği için çok gerekli olduğu bilinen bir gerçektir. Dolayısıyla bu çalışmada, kesin (kat‘î) olanın zannî olana tercih edileceği gerçeğinden hareketle, mezhepler arasındaki görüş ayrılıklarının yine mezhep içindeki mevcut mutedil görüşlerle giderilmesinin mümkün olabileceği vurgulanmış, mezhep farklılığı sebebiyle yaşanan ihtilafların sunulan çözüm önerileriyle giderilebileceği ifade edilmiştir.
In this study, some application examples that were taken as a basis by the Islamic law schools according to the narrations originated from the Prophet and the conveyance of these narrations, the opinion differences that aroused and the opinions shared about the subject were evaluated from the provision point of view. Apart from the current divergences, the general practice from the four sects’s points of view, it was foreseen that qunût prayer cannot be recite except morning prayer (salaat), vitr prayer (salaat), and during calamity and disasters experienced by Muslims. On the other hand, due to the difference of narrations originated from the Prophet and the application examples, it was stated that there are different opinions such that some Islamic jurists have accepted recitation qunût prayer as innovation during some prayers while others have accepted it as sunnah and also according to some of them recitation qunût prayer should be limited with some prayers while according to others it can be recite during all prayers in case there is a calamity or a disaster. Finally, it is observed that some Muslims in certain regions of our country, belonging to the Hanafi and Shafi'i sects tend to not obey the imams of different sects and do not worship together with the community because of their differences in the opinion about recitation circumstance of the qunût prayer during prayers (salaats). However, it is a well-known reality that clearness/certainty and importance of worshipping together with community in Islam, is acknowledged by all sects and is crucial for the unity of Muslim community (ummah). In the study, based on the fact that the absolute will be preferable compared to assumed, it is emphasized that these opinion differences between sects can be resolved by the mild opinions again in each sect and that the conflicts faced due to the sect differences can be resolved by the presented solution suggestions.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 6 Aralık 2018 |
Gönderilme Tarihi | 5 Mayıs 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 29 Sayı: 2 |