Difference is one of the basic characteristics of societies as well as of humankind.
Multiculturalism, one of the important concepts of our time, neither as a concept
nor as a reality, is new. But, recent times, social relations which has increased because
of communication, immigration etc., has made this concept come to the fore. It is argued
how the people who live together but believe different religions should have their
religious education, connected with this concept. In this article, it is showed that the approaches
to religious education in the Ottoman State which has a multicultural society.
With this aim, first, historical and religious roots of Ottoman State’s approach to other
religions except Islam are determined. Then, religious education at the schools opened
after the Tanzimat period and the rights given to non-muslims for their religious education
are dealt with.
There are two main characteristics which may lead people who live together in a society
to conflict : Faith and ethnic origin. More than twenty groups related to different
faith and ethnic origin had lived together in the Ottoman State. But, there had not almost
taken place any conflict between these groups who had lived together throughout ages.
This peace and tolerance atmosphere is based on two things. The first one is conception
and tradition of state of Turkısh, the second one is principles of Islam. Both of them accept
to respect faith and ethnical differencies.
Until Tanzimat period Ottoman judicial system depended on Islamic law. Muslims
and non-muslims have different statutes according to Islamic law. In other words, both
groups’ responsibilities and duties to the state are different. But, this difference does
not mean that non-muslims are deprived of fundamental rights and freedoms like faith,
worship, education, travelling, trading etc. Therefore, there were not any pressure on
non-muslims because of their faiths. On the contrary, they performed worships freely
in these ages. Their educational institutions had get worked depending on their foundations,
like muslim educational institutions.
Ottoman state organization have changed during the Tanzimat period. Depending on
this change Judicial differencies between muslims and non-muslims have been abolited
gradually. In the same period, education system have been reorganized. Non-muslim
members had taken part in commisions which new education system planned, too. Educational
activities had been performed depending on foundations of religious communities
previously, but, in the Tanzimat period together with these institutions, official
schools (mekteps) have been established. Thus, laik structure had been established in the
educational area administratively and mentally. In accordance with Maarif-i Umumiye
Nizamnamesi dated at 1869, which designed educational organization extensively, religious
communities were allowed to open their own private schools also. With the same
judicial arrangement it was permitted to open primitive schools for every religious communities
and to give religious lessons in schedules according to religious differences.
But those lessons had not been located in high school schedules along this period.
Same applications were continued after Tanzimat period, too. After Tanzimat period
from the point of religious education, it is remarkable that Islamic religious lessons were
located in high school schedules. The reason for this application that there were few
non-muslim students in these offical schools. Statistic sources shows that non-muslim
students prefer their private schools of religious commities or foreign schools which
opened by United States of America and European states instead of official schools. As
for non-muslim students who attended offical schools, they were exempted from Islamic
religious lessons. On the other hand, location of Islamic religious lessons in the schedule
of these schools which the whole students almost muslims should be taken naturally.
Ottoman State has not have laic structure completely, even after Tanzimat period.
However, minorities have not been deprived of fundamental rights like faith, worship
and education. Moreover, rights of non-muslims have taken place in Maarif-i Umumiye
Nizamnamesi and Islahat Fermanı, prepared in the Tanzimat period. As a matter of fact,
these rights taking part in this documents are not new. On the contrary, all of these show
that non-muslim subjects have been taken place in the state and educational organisation
and they have been given their fundamental rights as it was in the past.
Ottoman State Tanzimat Non-muslims Religious education Multiculturalism.
Tanzimat dönemine kadar Osmanlı hukuk sistemi İslam hukukuna dayanmaktadır. İslam hukukunda Müslüman ve gayrimüslimler farklı statülerde yer alırlar. Diğer bir ifade ile her iki kesimin devlete karşı görev ve sorumlulukları farklıdır. Bu farklılık gayrimüslimlerin inanç, ibadet, eğitim, seyahat, ticaret gibi temel hak ve hürriyetlerden mahrum olması anlamını taşımaz. Nitekim bu dönemlerde gayrimüslimler inançlarından dolayı baskıya uğramamışlar, aksine, ibadetlerini serbestçe yerine getirmişlerdir. Eğitim kurumları da, Müslümanların eğitim kurumları gibi, vakıflara bağlı olarak faaliyet göstermiştir.Tanzimat döneminde Osmanlı devlet yapısında değişiklikler yapılmıştır. Zaman içerisinde Müslüman ve gayrimüslimler arasındaki hukukî farklılık kalkmıştır. Aynı dönemde eğitim alanında reform yapılmıştır. Yeni eğitim sisteminin planlandığı komisyonlarda gayrimüslim üyeler de yer almıştır. Eğitim faaliyetleri daha önce sadece cemaat vakıflarına bağlı olarak yerine getirilirken, Tanzimat döneminde bu kurumların yanı sıra resmi devlet okulları (mektep) da kurulmuştur. Böylece eğitim alanında hem idare hem de anlayış olarak laik bir yapıya doğru adım atılmıştır. Eğitim teşkilatının kapsamlı olarak düzenlendiği 1869 tarihli Maarif-i Umumiye Nizamnamesi'nde gayrimüslimlerin kendi cemaatleri için ayrıca özel okullar açmalarına izin verilmiştir. Yine bu yasal düzenleme ile ilkokulların her cemaat için ayrıca açılması ve programda yer alan din derslerinin de farklılıklara göre okutulması kararlaştırılmıştır. Orta dereceli okulların programlarında ise din dersleri dönem boyunca yer almamıştır.Tanzimat'tan sonra da aynı uygulamalar devam etmiştir. Daha sonraki dönemlerde din eğitimi açısından dikkati çeken nokta, orta dereceli okul programlarına İslam din dersinin konulmuş olmasıdır. Bunun nedeni, devlet okullarında çok az sayıda gayrimüslim öğrencinin bulunmasıdır. İstatistikî veriler, gayrimüslimlerin devlet okulları yerine özel cemaat okullarını ya da Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa devletleri tarafından açılan yabancı okulları tercih ettiklerini göstermektedir. Az sayıdaki gayrimüslim öğrenci ise din dersinden muaf tutulmuştur.Farklılık, insanların olduğu gibi toplumların da temel özelliklerindendir. Günümüzde, üzerinde durulan önemli kavramlardan birisi olan çokkültürlülük, ne kavram ne de gerçeklik olarak yeni değildir. Buna rağmen günümüzde iletişim, göç vs. gibi nedenlerle artan sosyal ilişkiler bu kavramı ön plana çıkartmıştır. Aynı toplum içerisinde yaşayan farklı dinlere sahip insanların din eğitiminin nasıl yapılması gerektiği, bu kavramla ilişkili olarak tartışılmaktadır. Makalede, çokkültürlü bir yapıya sahip Osmanlı Devleti içerisinde din eğitimine yaklaşımlar ortaya konulmaktadır. Bu amaçla öncelikle Osmanlı Devleti'nin İslam dışındaki diğer dinlere yaklaşımına yön veren dini ve tarihi dayanakları belirlenmiştir. Daha sonra da özellikle Tanzimat'tan sonraki dönemde açılan okullarda yer verilen din eğitimi ile İslam dışındaki dinlerin öğretimi için tanınan haklar konusuna temas edilmiştir.
Osmanlı Devleti Tanzimat Gayrimüslimler Din eğitimi Çokkültürlülük.
Diğer ID | JA89ZE82MJ |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2008 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2008 Cilt: 6 Sayı: 15 |