Ehl-i sünnet ve Mu’tezile arasında tartışmalı pek çok mesele olduğu bilinmektedir. Bunlardan biri de irade ve emir arasındaki ilişkinin nasıl olması gerektiğidir. Mu’tezilî kelâm bilginleri irade ve emrin farklı anlamlarda ve yönde olması durumunun imkânsızlığını savunmaktadır. Allah’ın emir ve yasakları hususunda emir ve iradesinin aynı doğrultuda tecelli ettiğini iddia ederler. Ehl-i sünnet kelâm bilginleri ise irade ve emrin mutlak olarak aynı yönde ve anlamda olmadığını iddia etmektedirler. Allah’ın iman etmeyeceğini bildiği kullar bağlamında tezahür eden iradesinin emirden farklı olduğunu savunurlar. Onlara göre Allah’ın özellikle imtihan gereği olarak emrettiği her şeyi irade etmesi ve bu olayın kul istesin ya da istemesin zorunlu olarak gerçekleşmesi ilâhî hikmet açısından mümkün değildir. Ehl-i sünnet ve Mu’tezile bilginlerinin bu farklı yorumlarının altında ilâhî sıfatları ve özellikle de irade sıfatını nasıl yorumladıkları ve onu zattan ayrı bir sıfat olarak görüp görmedikleri yatmaktadır. Buna göre farklı şekillerde tanımlanan irade kavramı üzerinden kelâm bilginleri iradenin emirle olan ilişkisine farklı açılardan yaklaşarak birtakım yargılara varmışlardır.
It is known that there are many contentious issues between the Ahl as-sunnah and the Muʿtazila. One of these is how the relationship between will and command should be understood. Muʿtazilite theologians argue that will and command cannot have different meanings or directions; they claim it is impossible. They assert that when it comes to Allah’s commands and prohibitions, His will and command manifest in the same direction. On the other hand, Ahl as-sunnah theologians maintain that will and command are not necessarily in the same direction or meaning. They argue that Allah’s will, especially in the context of those whom He knows will not believe, differs from His command. According to them, it is not logically consistent for Allah to will everything He commands, especially in cases where it is necessary for the purpose of testing faith, regardless of whether the individual desires it. The differing interpretations of divine attributes, particularly the attribute of will, and whether it is considered a distinct attribute from Allah’s essence, underlie these differing opinions between Ahl as-sunnah and Muʿtazila scholars. Thus, theologians from both traditions have arrived at various conclusions regarding the relationship between will and command based on their respective understandings of the concept of will.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kelam |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Kasım 2024 |
Gönderilme Tarihi | 4 Temmuz 2024 |
Kabul Tarihi | 25 Eylül 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 12 Sayı: 2 |
Dergiabant Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.