In the Andalusia region where Ibn al-‘Arabī was born and raised, although al-Awzā'ī's jurisprudence was spread in the first place, it is accepted that the Mālikī madhhab was active towards the middle of the second century. However, with the efforts of Ibn Hazm in the fifth century, it can be said that the Ẓāhirī madhhab also gained a significant influence. Then, with the coming to power of the Murābids, the Mālikīs continued their dominant presence, and with the rise of the Muwahhdids to power, the Ẓāhirīs were supported against the Mālikīs. Since Ibn al-'Arabī lived during the period of the Muwahhids, it is stated in some academic studies that the Ẓāhirīs were decisive in his fiqh thought. The main characteristics of the Ẓāhirīs are their literal approach to the scriptures and their distance from qiyās and taqlīd. Therefore, examining Ibn al-'Arabī's approach to qiyās and taqlīd is of great importance both for the sake of revealing his thoughts on fiqh and for showing the connection between him and the Ẓāhirīs. Considering all these issues, the introduction of the study will include some important information about the academic literature and the period in which he lived, and then the qiyās, which is the main subject of our study, will be discussed. Subsequently, his approach to taqlīd in the context of his contact with the Zāhirīs and which madhhab he belonged to will be analyzed under separate headings. According to our findings, although he was distant, he did not take a harsh stance against qiyās and taqlīd as much as the Ẓāhirīs and he approached jurisprudential issues with the attitude of a mujtahid.
İbnü’l-Arabî’nin doğup yetişmiş olduğu Endülüs bölgesinde ilk etapta Evzâî’nin fıkıh birikimi yayılmış olsa da hicrî ikinci asrın ortalarına doğru Mâlikî mezhebinin etkin olduğu kabul edilir. Fakat hicrî beşinci asırda İbn Hazm’ın gayretleriyle Zâhirî mezhebinin de önemli bir nüfuz elde ettiğini söylemek mümkündür. Ardından Murâbıtların iktidara gelmesiyle beraber Mâlikîlerin etkin şekilde varlıklarını sürdürdükleri, Muvahhidlerin devletin başına geçmesiyle beraber Mâlikîlere karşı Zâhirîlerin desteklendiği görülür. İbnü’l-Arabî, Muvahhidler döneminde yaşadığından onun fıkıh düşüncesinde Zâhirîlerin belirleyici olduğu akademik bazı çalışmalarda dile getirilmektedir. Zâhirîlerin temel özellikleri; naslara literal yaklaşmaları, kıyas ve taklide mesafeli oluşlarıdır. Dolayısıyla İbnü’l-Arabî'nin kıyas ve taklide dair yaklaşımın incelenmesi hem fıkıh düşüncesini orta koyma adına hem de Zâhirîlerle arasındaki irtibatı gösterme adına büyük önem arz etmektedir. Bütün bu hususları göz önünde bulundurarak çalışmanın giriş kısmında akademik literatüre ve yaşadığı döneme dair önemli bazı bilgilere yer verilecek, ardından çalışmamızın temel konusu olan kıyas bahsi ele alınacaktır. Akabinde onun Zâhirîlerle irtibatı bağlamında taklide yaklaşımı ve hangi mezhebe mensup olduğu müstakil başlıklar altında incelenecektir. Bizim tespitimize göre o, mesafeli olmakla beraber Zâhirîler kadar kıyas ve taklide karşı sert bir tutum sergilemememiş ve bir müctehid edasıyla fıkhî konulara yaklaşmıştır.
Çalışmamı baştan sona okuyarak değerlendirmelerde bulunan Doç. Dr. Mansur Koçinkağ’a katkılarından dolayı çok teşekkür ederim.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İslam Hukuku |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Mayıs 2025 |
Gönderilme Tarihi | 5 Aralık 2024 |
Kabul Tarihi | 24 Şubat 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 13 Sayı: 1 |
Dergiabant Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.