Impostor fenomeni ya da sahtekar fenomeni (impostor phenomenon), kişilerin somut kanıtlara ve olumlu değerlendirmelere rağmen başarılarını içselleştiremeyerek, kendilerinin entelektüel bir sahtekâr olduklarına inanmaları ve ifşa olmaktan korkmaları şeklinde ortaya çıkmaktadır. Akademik veya profesyonel anlamda yüksek başarılarına rağmen, sahtekar fenomenini deneyimleyen kadınlar, gerçekten zeki olmadıklarına ve bunun aksi şekilde düşünen herkesi kandırdıklarına inanmaktadırlar. İlk kez Clance ve Imes (1978) tarafından 150'den fazla başarılı kadınla yapılan gözlem ve çalışmalar sonucunda kavramsallaştırılmıştır. Bu deneyimi yaşayan bireylerde kaygı, endişe ve depresyon gibi psikolojik etkiler de görülmektedir. sahtekar fenomeninin kaynağının, bireylerin aile ve içinde bulundukları toplumun verdiği toplumsal cinsiyet rolleriyle ilgili mesajları içselleştirmeleri olabileceği düşünülmüştür. Yapılan çalışmalarla birlikte, bu fenomenin sebepleriyle ilgili tam bir görüş birliği sağlanamamıştır. Sahtekar fenomeni, bireylerin başarısızlık korkusu sebebiyle geri çekilmelerine ve potansiyellerini kullanamamalarına neden olabilir; dolayısıyla bireylerin kariyerlerini olumsuz yönde etkileyebilir. Araştırmalar, bu fenomeni deneyimleyen bireylerin tedavisinde, farklı kuram tekniklerinin kullanıldığı bireysel terapinin ve sahtekar fenomenini deneyimleyen bireylerden oluşan grup terapisinin oldukça etkin olduğunu göstermiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Eğitim Üzerine Çalışmalar |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Aralık 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Sayı: 54 |