Bu çalışma Spinoza açısından kişi olmanın özel bir ontolojik statü olarak değil genel bireyleşim kuramının bir alt başlığı olarak düşünülmesi gerektiğini öne sürüp kişi olma olgusuna dair Spinoza felsefesinden türetilebilecek bir yaklaşımın en genel çerçevesini tartışacaktır. Yazıda savunulacak olan yaklaşıma göre Spinoza, tözün uzamlı bir güç alanı olarak kavranmasını gerektiren dinamik bir ontoloji kurmaktadır. Tekil nesneler ise, bu alanın ifadeleri olarak, uzamdaki şeyler olarak değil uzamın özellikleri olarak düşünülmelidir. Bu durumda her bir tekil kendi belirlenimi içinde tözsel gücün bir dışa vurumu olarak algılanmalıdır. Bu ontolojik kavrayış ise bireyleşim olgusuna daha bütünsel ve edimsel bir yaklaşım getirir. Bu yaklaşıma göre tekiller oluşturdukları etkiler uyarınca birbirlerinden farklılaşır. Bu durumda kişi olma olgusunun da, öznenin sahip olduğu çeşitli indirgenemez zihinsel özellikler üzerinden değil, bir bütün olarak insan bedeninin oluşturduğu etkiler üzerinden anlaşılması gereği savunulacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Mayıs 2018 |
Gönderilme Tarihi | 1 Şubat 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 5 Sayı: 1 |