Michel Foucault is well known for writing on Neoliberalism, but the richness of his approach should be better understood, along with its place in his work as a whole. Foucault does not refer to Neoliberalism as one thing, but as divided into two types: Ordoliberalism and anarcholiberalism. That is between a more institutional version allowing for some state direction and a more anti-statist version. This overlaps with a distinction between Europe and the United States. It also connects with Foucault’s interests in the relation between the roles of Germany and France in European history with regard to state sovereignty and law. The interaction of France and Germany has produced various conflicting and coalescing ideas of liberty and the state up to the
way Neoliberal ideas have circulated. In the context of Foucault’s own development, his investigations into Neoliberalism build on work on Enlightenment liberalism, bringing in Phenomenological anti-naturalism as a way of understanding the difference. It also builds on work on the development of political economy from its earliest texts to the work of Marx. The discussion of earlier political economy emphasises its place in a philosophy of history and humanism, which is recontextualised in Foucault’s work on Neoliberalism. Foucault’s work on the
inevitability of blindness and subjectivity in epistemology, along with the role of subjectivity in ethics, also develops through the encounter with Neoliberalism.
Michel Foucault Neoliberalism Ordoliberalism Anarcholiberalism Epistemology Subjectivity Europe
Michel Foucault neoliberalizm konusunda yazdıkları ile tanınır fakat onun yaklaşımının zenginliği, bir bütün olarak kendi çalışması içerisindeki yeri ile birlikte incelenerek daha iyi anlaşılmalıdır. Foucault, neoliberalizmi tek bir olgu olarak değil, Ordoliberalizm ve Anarkoliberalizm olmak üzere iki ayrı tür olarak ele almaktadır. Foucault’nun yaptığı bu ayrım devlet yönetimine izin veren daha kurumsal bir yapıyla devlet karşıtı bir yapı arasındadır. Bu da Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki farkla örtüşmektedir. Ayrıca Foucault’nun bu konudaki incelemesi, onun devlet egemenliğine ve yasaya ilişkin olarak Avrupa tarihi içerisinde Fransa ve Almanya arasında gelişen ilişkinin rolüne yönelik ilgisiyle de bağlantılıdır. Fransa ve
Almanya arasındaki karşılıklı etkileşim, Neoliberal fikirlerin dolaşıma girdiği bir gidişata kadar özgürlük ve devletle ilgili çelişkili ve bütünleştirici bazı fikirleri de meydana çıkarmıştır. Foucault’nun kendi düşüncesinin gelişimi bağlamında onun Neoliberalizme dair araştırmaları, Aydınlanma liberalizmi üzerine yapılan çalışmalara dayandırılmaktadır ve bu durum, farklılığı anlama açısından fenomenolojik bir anti naturalizme yol açmaktadır. Bu dayanak aynı zamanda eski metinlerden Marx’ın çalışmasına kadar politik ekonominin gelişimine yönelik yapılan çalışmaları da sağlam bir temele oturtmaktadır. Daha önceki dönemlerde politik ekonomi tartışmaları, Foucault’nun Neoliberalizme ilişkin çalışmasında yeni bir bağlama oturttuğu tarih felsefesi ve hümanizm içerisinde yer edinmiştir. Foucault’nun, epistemolojide körlüğün ve öznelliğin kaçınılmazlığı ile etikte öznelliğin rolü üzerine çalışması, aynı zamanda onun Neoliberalizmle karşılaşmasıyla birlikte gelişmektedir.
Michel Foucault Neoliberalizm Ordoliberalizm Epistemoloji Öznellik Avrupa
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Mayıs 2018 |
Gönderilme Tarihi | 1 Şubat 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 5 Sayı: 1 |