Tutunamayanlar (The Disconnected, 2016) is the text of
Turgut Özben’s transformation through his readings of what Selim Işık left
after his death. This transformation can be read as the reflection of
astonishment and despair of Turkey people’s collective unconscious towards the
flashy pace of the Republican Modernization. Oğuz Atay provides his protagonist
Özben with the contextualization of alienation corresponds with practices of
Turkey’s late-Modernization through the texts of his dead friend. Within the context,
late Westernization and the roots of Westernization which are grounded upon
capitalist Modernity and its intellectual infrastructure, the left-winger
intellectuals of the1960s Turkey who grounds upon their ideology upon Kemalist
discourse, the nationalist doctrine of history and its icons appear as the
derogated targets of Atay through irony and parody. However, the prominent
factor in the critical approach to the text is the reduction of it within the
criticism of Kemalist authoritarianism. Atay’s criticism targets Modernity
altogether with all institutions, foundations, and intellectual infrastructure.
From Gilles Deleuze and Felix Guattari’s perspective, Özben’s experience
becomes prominent as a nomadic elusion from the despotic-machines of capitalist-Modernity
which strengthens itself by the Bakhtinian dialogic polyphony of carnivalesque
that results as the construction of “schizo-subject”. In this study, Özben’s
transformation is analyzed according to the deterritorialization concept of
Deleuze and Guattari, and the formal deterritorialization of the text is
examined by drawing a correspondence between Mikhail Bakhtin’s concepts of
carnivalesque and dialogism as well as Deleuze and Guattari’s
conceptualizations.
Gilles Deleuze The Disconnected capitalist Modernism Kemalism deterritorialization carnivalesque
Tutunamayanlar
(2015) romanı Turgut Özben’in Selim Işık’ın ardında
bıraktıklarını okuyarak geçirdiği dönüşümün hikâyesidir. Bu dönüşüm, Türkiye
toplumunun baş döndüren Cumhuriyet modernleşmesinin yarattığı dönüşüm
karşısındaki durumunun kolektif bilinçaltındaki yansımasıdır. Oğuz Atay, Özben
karakterinin yakın çevresine ve Türkiye’nin geç-modernleşmesi yabancılaşması
sonucu vuku bulan dönüşümünü, karakterin müntehir arkadaşının ardında
bıraktıklarını okuması yoluyla bir bağlama oturtmasını sağlar. Bu bağlamı
inşasında Kemalist Batılılaşmacı düşüncenin köklerini teşkil eden kapitalist
Modernitenin gündelik pratikleri ve düşünsel altyapısı da Atay’ın ironi ve
parodi yoluyla değersizleştirdiği hedefler haline gelir. Ancak metne eleştirel
yaklaşım, onu Kemalizm bağlamına sıkıştıran bir bakış açısına sahiptir. Özben’in
deneyimlediği süreç, Gilles Deleuze ve Félix Guattari’nin yaklaşımından
bakılırsa kapitalist-Modernitenin Türkiye’de Kemalist Batıcılık görünümünde
tezahür eden despotik makinelerinden
sıyrılma amacı güden, Bakhtinci karnavalesk unsurların diyalojik
çok-sesliliğinden güç alan ve göçebe hareket yoluyla vuku bulan “şizo-özne”
inşası içiminde belirginleşir. Bu çalışmada Deleuze ve Guattari’nin
terminolojisi ışığında Turgut Özben’in dönüşümü bahsi geçen yazarların
yersizyurtsuzlaşma kavramı çerçevesinde analiz edilecek; biçimsel
yersizyurtsuzlaşma ise Mikhail Bakhtin’in karnavalesk ve diyalojizm kavramları ile
Deleuze ve Guattari’nin terminolojisine paraleller kurarak aktarılacaktır.
Gilles Deleuze Felix Guattari kapitalist Modernizm Kemalizm yersizyurtsuzlaşma karnavalesk
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 24 Ekim 2018 |
Gönderilme Tarihi | 24 Haziran 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 5 Sayı: 2 |