Yabancılaşma, yüzyıllardır felsefe,
psikoloji, sosyoloji ve edebiyat alanında önemini koruyan bir kavramdır. Bu çalışmada,
yabancılaşma kavramı, yine kendi aralarında yakın ilişki içinde olan kitle,
kültür, bunalım kavramları ile ilişkisi açıklanarak irdelenmekte ve
yabancılaşma kavramının söz konusu kavramlarla ilişkisi çözümlenerek
yabancılaşmanın ortaya çıkma koşulları değerlendirilmektedir. Birey yeni kent
hayatıyla beraber kendisini çok daha karmaşık bir yapı içerisinde bulmuştur.
Birey bu yeni ve yabancı durum içerisinde kendisinde farklılık yaratma çabası
içerisine girmiştir. Bireyin bu farklılaşma çabasının altında şüphesiz bireyin
kendini arama çabaları yatmaktadır, çünkü birey artık kendisine ve topluma yabancıdır.
Yabancılaşma çağdaş psikolojide ve sosyolojide kişinin kendisine, içinde
yaşadığı topluma, doğaya ve başka insanlara karşı duyduğu yabancılık hissi
olarak tanımlanmaktadır.
Bu
çalışmada; sömürgecilik ve yabancılaşma konularına odaklanan Baumgartner’s
Bombay, Journey to Ithaca ve The Zigzag Way adlı İngiliz romanları postkolonyal
söylem ve yakın okuma yöntemiyle kritik edilerek yabancılaşma konusu kültürel,
bireysel ve psikolojik boyutlarıyla incelenmektedir. Seçilen romanlarda, göçün
yol açtığı kimlik çatışması, Doğu-Batı karşıtlığı, yabancılaşma ve
ötekileştirme sorunlarının ön plana çıktığı tespit edilmiştir.
Anita Desai Yabancılaşma Kimlik Krizi Göç Kültürel Çatışma Postkolonyalizm
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 9 Mayıs 2019 |
Gönderilme Tarihi | 1 Şubat 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 6 Sayı: 1 |