Some studies highlight the positive role and functionality of religion during and after disasters, others suggest that religion may lead to low risk perceptions in terms of preparedness in the period leading up to a disaster and create a fatalistic attitude towards such events. The role of religion as a source of emotional and social support during and after disasters is also often neglected by researchers, as a community-building tool, and as a means of creating or reinforcing social and individual identities for affected populations. In many disaster situations, however, it is possible for religious communities and faith-based civil society organisations to fill the gaps in response and recovery where external response is limited. It is therefore important to integrate religious beliefs and practices with other mechanisms in disaster risk reduction and management. Especially during and after disasters, religion has an important role to play in creating more resilient communities. This study is based on a theoretical assessment of the role and functionality of religious beliefs and practices during, before and after disasters.
Religion-society Interaction Functionality of Religion Sociology of Extraordinary Situations Social Resilience
Son yıllarda afetler karşısında etkili reflekslerin geliştirilmesi bağlamında dinin rolü ve işlevselliğine yönelik yapılan araştırmalarda bir artış görülmektedir. Bazı çalışmalar, afetler sırasında ve sonrasında dinlerin olumlu rolünü ve işlevselliğini vurgularken, bazıları ise dinin afetler öncesi dönemde hazırlık açısından düşük risk algısına yol açabileceğine ve bu tür olaylar karşısında kaderci bir tutum yaratabileceğine işaret etmektedir. Araştırmacılar dinin, afet esnasında ve sonrasında afetten etkilenen nüfuslar için manevi ve sosyal destek potansiyelini, topluluk oluşturma, bireysel ve kolektif kimlikleri onarma veya pekiştirme rolünü ihmal etme eğilimindedir. Oysa dini toplulukların ve din referanslı sivil toplum kuruluşlarının afet zamanlarında devlet kurumlarının olası yetersizlikleri ile ortaya çıkan müdahale ve iyileştirme boşluklarını doldurabilmeleri imkân dahilindedir. Dolayısıyla dinin, hem afet riskini azaltma tedbirlerine yönelik halkta oluşması beklenen bilince yapacağı katkıda hem de afet yönetiminde devletin ve toplumun yapısal mekanizmalarına entegre edilmesi önemlidir. Nitekim afet esnasında ve sonrasında afetle başa çıkma açısından daha dirençli topluluklar oluşturulmasında dinin önemli işlevselliği vardır. Bu çalışma afetler sırasında, öncesinde ve sonrasında dinin hem inanç hem de uygulamalarının rolü ve işlevselliği üzerine teorik bir değerlendirmeyi esas almaktadır. Söz konusu değerlendirme afet riskinin azaltılmasında ve afet sırası, sonrası durumun iyileştirilmesinde dinlerin ve dini grupların rolüne ve işlevine ilişkin bir paradigma arayışına cevap verme çabası gütmektedir.
Din-toplum Etkileşimi Dinin İşlevselliği Olağanüstü Durumlar Sosyolojisi Toplumsal Dayanıklılık.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Sosyolojisi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 17 Ekim 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 22 Ekim 2024 |
Gönderilme Tarihi | 12 Ağustos 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 11 Sayı: 2 |