Kuvvetler ayrılığı ilkesi, devlet niteliğini kazanmış her siyasal
toplumda birbirinden farklı üç görev olduğu, bu görevlerden her birini yerine
getiren bir güç bulunduğu ve bunların birbirleri karşısında bağımsız bir
statüye sahip oldukları esasına dayanır. Bu ilke, kanunları yapan yasama
gücünün, yapılan kanunları uygulayan yürütme gücünün ve uygulamadan
doğan uyuşmazlıkların giderilmesini sağlayan yargı gücünün ayrı organlara
verilmesini; bu organların birbirinden bağımsız olmasını gerektirir
. 1789
tarihli İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesinde yer alan kuvvetler ayrılığı
ilkesi uyarınca, kuvvetler ayrılığının gerçekleşmediği ve yurttaş haklarının
güvence altına alınmadığı toplumlar, anayasaya sahip sayılmayacaklardır.
Böylelikle söz konusu ilke, devletin ve anayasanın temeli durumuna getirilmiştir. Bu noktada kuvvetler ayrılığı ilkesi, devletin bir bütün olarak sahip
olduğu gücü ve onun korkutucu görünümünü azaltır; ayrıca her bir gücü
diğeriyle işbirliğine yöneltir ve böylece devlet organları birbirini dengeler
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Temmuz 2010 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2010 Cilt 12 Özel Sayı |
Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi
TR-DİZİN, HeinOnline, GoogleScholar, Academindex, Sherpa Romeo, Ulrich’s Periodicals Directory ve Asos Index veri tabanlarında taranmaktadır.
Dergimiz 2024 Mayıs sayısından itibaren yalnızca elektronik ortamda yayınlanacaktır.
Dokuz Eylul University Publishing Web-Page
https://kutuphane.deu.edu.tr/yayinevi/
İletişim sayfamız
https://dergipark.org.tr/tr/pub/deuhfd/contacts