Background: Domestic violence against women is a global concern that impacts public health negatively.
Objective: The aim of this research was to determine the views and attitudes of university students studying in two separate departments towards domestic violence. Methods: This study is a descriptive research. Between December 2018 and June 2019, the research was conducted with 900 university students. The research included individuals who received undergraduate training in two departments, who were able to communicate in Turkish, were mentally stable and volunteered to participate in the study. For data collection, a participant introduction form created by the researchers in accordance with the literature, as well as a structured interview form comprising of open-ended questions and a case study, were used. The opinions on the case were organized, coded, and then the codes with similar characteristics were categorized. Sociodemographic findings were evaluated using descriptive statistical methods. The relationship between the participants' sociodemographic factors, their attitudes on domestic violence against women, and their views on the case was investigated using the chi-square (χ²) test.
Results: The participants' average age was 20.67 ± 2.14, 63.5% were female, and 36.5% were male. When analyzing the opinions on the case, it was found that 10.3% of the participants had previously experienced a similar situation. If they were to make a report in such a case, 65.5% of the participants expressed they would appeal to the police. While 50% of females reacted passively in the case of domestic violence, 37.9% reacted actively, 36.5% of males reacted passively, and 49.3% reacted actively. It was found that 18.5% of women who were previously exposed to violence and 6.9% of men had previously encountered a situation similar to the case.
Conclusion: The fact that there are students with a positive attitude towards violence against women, although at a low rate, highlighted the value of raising awareness on this issue. At this point, healthcare professionals have very important duties. In this context, health care professionals have critical responsibilities such as actively participating in the planning of education, health, legal, and social services, diagnosing domestic violence, and aiming to plan and implement educational services to raise social awareness about the issue.
Giriş: Kadına yönelik aile içi şiddet, toplum sağlığını olumsuz yönde etkileyen küresel bir sorundur.
Amaç: Bu çalışmada farklı iki fakültede öğrenim gören üniversite öğrencilerinin aile içi şiddete yönelik görüş ve tutumlarını belirlemek amaçlandı. Yöntem: Bu çalışma tanımlayıcı tipte bir araştırmadır. Çalışma Aralık 2018 - Haziran 2019 tarihleri arasında 900 üniversite öğrencisiyle gerçekleştirildi. Araştırmaya belirlenen iki fakültede lisans eğitimi alan, Türkçe iletişim kurabilen, mental açıdan sağlıklı olan ve çalışmaya katılmaya gönüllü olan bireyler dâhil edildi. Verilerin toplanmasında literatür doğrultusunda araştırmacılar tarafından hazırlanan katılımcı tanıtım formu ve bir örnek olayın yer aldığı açık uçlu sorulardan oluşan yapılandırılmış görüşme formu kullanıldı. Örnek olaya ilişkin görüşler düzenlendi, kodlandı ve daha sonra benzer özellik gösteren kodlar kategorileştirildi. Sosyodemografik bulgular tanımlayıcı istatistiksel yöntemler kullanılarak değerlendirildi. Katılımcıların sosyodemografik özellikleri ile kadına yönelik aile içi şiddete yönelik görüşleri ve örnek olaya ilişkin görüşleri arasındaki ilişkinin analizinde ki-kare (χ²) testi kullanıldı. Bulgular: Katılımcıların yaş ortalaması 20.67 ± 2.14, %63.5’i kadın ve %36.5’i erkekti. Örnek olaya ilişkin görüşler analiz edildiğinde; katılımcıların %10.3’ünün daha önce örnek olaya benzer bir durumla karşılaştığı bulundu. Katılımcıların %65.5’i böyle bir durumda şikayette bulunmak isterlerse polise şikayette bulunacaklarını ifade etti. Aile içi şiddet ile karşılaşma durumunda kadınların %50’si pasif tepki, %37.9’u aktif tepki verirken, erkeklerin %36.5’i pasif tepki, %49.3’ü aktif tepki gösterdi. Daha önce şiddete maruz kalan kadınların %18.5’inin, erkeklerin %6.9’unun daha önce örnek olaya benzer bir durumla karşılaştığı belirlendi.
Sonuç: Düşük oranda da olsa kadına yönelik aile içi şiddeti destekleyen öğrencilerin varlığı, bu konuda bilinçlendirilmelerinin önemini göstermektedir. Bu kapsamda sağlık bakım profesyonellerine eğitim, sağlık, hukuk ve sosyal hizmetlerle ilgili yapılan planlamalarda aktif rol alma, aile içi şiddeti tanılayabilme ve bu konuda toplumsal farkındalığı artırma amacına yönelik eğitim hizmetlerini planlama ve uygulama gibi çok önemli görevler düşmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hemşirelik |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Nisan 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 15 Sayı: 2 |
Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Elektronik Dergisi ULAKBİM Türk Tıp Dizini, Türk Medline, Türkiye Atıf Dizini, Şubat 2021 tarihinden beri EBSCO Host ve 26 Ekim 2021 tarihinden itibaren DOAJ ve 18 Ocak 2022 tarihinden beri Index Copernicus tarafından indekslenmektedir.