Arap dili, anadili Arapça olanların yanında İslâm’ı kabul edenlerce bu dinin doğru anlaşılmasının önemli araçlarından kabul edildiği için öğrenilmeye devam edilmektedir.
Bu düşünce Türk milleti için de geçerliliğini kormuş ve bunun bir sonucu olarak günümüze dek bu dile faklı derecelerde katkıda bulunmuşlardır.
Osmanlı döneminde bu sahaya katkısı olanlardan biri 17. ve 18. yüzyıl önemli bilginlerinden biri olan Abdülbaki Ârif Efendi’dir.
Ârif Efendi, muhtelif alanlarda eserler kaleme almasına rağmen döneminde hattatlığı ve müzik çalışmalarıyla şöhret bulmuştur. Ancak müellifin yetkin olduğu alanlardan biri de Arap dili ve belagati olup bu sahada kaleme aldığı eserlerinden biri İmraan ve nefsehû risalesidir.
Risalede, Arap dilinde “Tahzir” mevzuunda işlenen bir ifadenin gramer ve günümüzün bakış açısıyla yorumbilim ve anlambilim açılarından değerlendirilmesi üzerinde durulmaktadır.
Dönemin şerh ve haşiye yönteminin bir örneğini yansıtan bu risalede, bilimsel çalışmalarda önemli bir ilke olan “ilk kaynağa ulaşma” prensibine sadık kalındığı dikkat çeken önemli bir özelliktir.
Çalışma, giriş ve sonucun haricinde müellifin hayatının ele alındığı ve eserlerinin tanıtıldığı birinci, çalışmanın mihverini teşkil eden risalenin farklı açılardan değerlendirildiği ikinci ve tahkikli metnin yer verildiği üçüncü bölümden oluşmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 22 Aralık 2020 |
Gönderilme Tarihi | 21 Eylül 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 |