Since the second and third centuries of Hijri are the centuries in which the discipline of Sufism was formed, the relations of Sufis, who lived in this period, with the Qur'an and their perceptions of revelation are of great importance for both the discipline of Tafsir and Sufism. However, studies on the views of Sufis of this period in terms of the way revelation is perceived, the method of understanding it, and its exegesis are not yet at the desired level.
In addition to emphasizing the value of revelation in directing the individual towards good deeds and spiritual upbringing, Sufis have produced a rich accumulation of knowledge in the early periods of Islamic thought with their epistemological and ontological approaches to revelation.
In this study, the views of Abū ʿAbdillāh al-Khāris b. al-Asad al-Muhāsibī al-Anāzī (d. 243/857), whose work al-Riāya li-Hukūkillah is considered one of the first Sufi Works, and Abū al-ʿAbbās Ahmad b. Muhammad b. Muhammad b. Sahl b. Atā al-Adamī (d. 309/922), who is considered the first Sufi tafsīr author, are taken as the center of our study, and also by referring to the views of other Sufis who lived in the same centuries, the Sufis of the period will be examined in the context of the methods of understanding revelation and their suggestions regarding this method.
Revelation Sufism Sufi al-Hāris al-Muhāsibī Ibn 'Atā al-Adamī
Hicri II. ve III. asırlar, tasavvuf ilminin teşekkül ettiği yüzyıllar olması itibariyle söz konusu dönemde yaşamış sûfîlerin Kur’an’la ilişkileri ve vahiy algıları; gerek tefsir ilmi, gerek tasavvuf ilmi açısından büyük önem arz etmektedir. Bununla birlikte vahyin hem algılanma biçimi, anlama yöntemi, hem de tefsir edilmesi bağlamında bu dönem sûfîlerinin görüşlerine dair yapılmış çalışmalar henüz istenilen seviyede değildir.
Sûfîler, vahyin genel olarak kişiyi amele ve manevi terbiyeye yönlendirme bağlamında ifade ettiği değere yaptıkları vurgunun yanısıra, vahyi hem epistemolojik hem de ontolojik bağlamda ele alış biçimleriyle İslam düşünce tarihinin erken dönemlerinde zengin bir birikim ortaya koymuşlardır.
Bu çalışmada er-Riâye li-Hukûkillah adlı eseri ilk tasavvufî eserlerden sayılan Ebû Abdillâh el-Hâris b. Esed el-Muhâsibî el-Anezî (v. 243/857) ve ilk tasavvufî tefsir müellifi kabul edilen Ebü’l-Abbâs Ahmed b. Muhammed b. Sehl b. Atâ el-Edemî (v. 309/922)’nin görüşleri merkeze alınarak, aynı yüzyıllarda yaşamış başkaca sûfîlerin görüşlerine de müracaat etmek suretiyle dönemin sûfîlerinin vahyi anlama usûlleri ve bu usule dair önerileri ele alınacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Dini Araştırmalar (Diğer) |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 27 Aralık 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 27 Aralık 2023 |
Gönderilme Tarihi | 17 Ekim 2023 |
Kabul Tarihi | 15 Kasım 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: 58 |