İki Körfez Savaşı arasında Türkiye-Irak ilişkileri, hem bölgesel güvenlik hem de ekonomik çıkarlar açısından önemli değişimlere sahne olmuştur. 1990 yılında Irak’ın Kuveyt’i işgali ile başlayan süreçte Türkiye, uluslararası koalisyonun bir parçası olarak Irak’a karşı uygulanan ambargoya katılmıştır. Türkiye, bu dönemde, bölgesel güvenliği sağlamak adına Irak’taki gelişmeleri yakından takip etmiştir. Birinci Körfez Savaşı sonrasında, Kuzey Irak’ta PKK'nın etkinliği Türkiye için büyük bir tehdit oluşturmuş, bu durum iki ülke arasındaki ilişkilerin daha da karmaşıklaşmasına yol açmıştır. Ayrıca, Saddam Hüseyin yönetimiyle yaşanan gerilimler, Türkiye’nin Kürt meselesine dair iç ve dış politikalarını etkileyerek, ilişkilerde sık sık gerginliklere neden olmuştur. Irak’a yönelik uygulanan ambargo ise Türkiye’nin ekonomik çıkarlarını olumsuz yönde etkilemiş, bu durumu aşmak adına Türkiye, diplomatik ve ticari stratejiler geliştirmiştir. Ancak, her iki ülkenin de güvenlik ve ekonomik çıkarları doğrultusunda pragmatik bir işbirliği zemini arayışı, ilişkilerin zamanla yeniden şekillenmesine olanak sağlamıştır. İki Körfez Savaşı arasındaki dönemde Türkiye-Irak ilişkileri, hem zorluklar hem de işbirliği fırsatlarıyla şekillenmiş, bölgesel dengeler açısından kritik bir dönem oluşturmuştur.
Between the two Gulf Wars, Türkiye-Iraq relations underwent significant changes in terms of both regional security and economic interests. Following Iraq's invasion of Kuwait in 1990, Türkiye participated in the international coalition and joined the economic embargo against Iraq. During this period, Türkiye closely monitored developments in Iraq to ensure regional security. After the First Gulf War, the increasing PKK activity in Northern Iraq became a major threat for Türkiye, complicating bilateral relations. Additionally, tensions with Saddam Hussein’s regime further impacted Türkiye’s internal and external policies regarding the Kurdish issue, leading to frequent strains in relations. The embargo on Iraq also negatively affected Türkiye's economic interests, prompting the country to develop diplomatic and trade strategies to mitigate these effects. However, the pursuit of pragmatic cooperation in line with both countries’ security and economic interests allowed for a recalibration of relations over time. During the period between the two Gulf Wars Türkiye-Iraq relations were shaped by both challenges and opportunities for cooperation, marking a critical phase in the regional balance.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyasi Tarih (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Mart 2025 |
Gönderilme Tarihi | 26 Şubat 2025 |
Kabul Tarihi | 17 Mart 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: 1 |