Reliability is defined as the ability to adhere to a preplanned schedule or to defined intervals and a fixed travel time. Reliability is expected to be high particularly in metropolitan cities. To achieve this, high-cost investments such as rail systems that are operated independently of private vehicle traffic and simultaneous passenger information systems are needed. The social benefit to be made from these investments depends largely on how it is perceived, rather than the magnitude of the reliability. In this study, it is aimed to develop a parametric support data for benefit analysis of investments in terms of reliability. It is investigated whether the purpose of travel and personal characteristics are effective in the sense of reliability or not. Parametric models are developed by using multiple logistic regressions with the collected data by the help of the stated preference survey. When the model findings are examined, it is found that parameters such as gender, presence at the university for 1-3 years, use of public transportation, etc. are effective in tending to direct transportation modes that constitute a higher sense of reliability. In the reliability scenario model testing the high risk taking behavior, it is found that disability for using metro as a transfer alternative and living for a long time in the city generate a tendency to shorten the travel time by taking more risks in reliability. It is concluded that reliability is perceived differently, even on different trip purposes of the same person, and therefore it should be considered as a socio-economic parameter like age, gender, income, etc. on its own, rather than a cost weighting component in transportation demand models
Reliability Trip Purpose Public Transportation Stated Preference Survey Polytomous Logistic Regression
Toplu ulaşımda güvenilirlik, önceden planlanan bir
çizelgelemeye ya da belirlenmiş sefer aralıklarına ve sabit bir
yolculuk süresine bağlı kalabilme yeteneği olarak
tanımlanmaktadır. Güvenilirliğin özellikle metropol kentlerde
yüksek düzeyde olması beklenmekte, bunu sağlamak için ise özel
taşıt trafiğinden bağımsız çalışan raylı sistemler, eş zamanlı yolcu
bilgilendirme sistemleri gibi yüksek maliyetli yatırımlara ihtiyaç
duyulmaktadır. Bu yatırımlardan sağlanacak toplumsal fayda,
güvenilirliğin boyutundan ziyade, kullanıcılar tarafından nasıl
algılandığına bağlıdır. Bu çalışmada, yatırımların güvenilirlik
bakımından fayda analizi için parametrik bir destek verisi
geliştirilmesi amaçlanmış; güvenilirlik algısında yolculuk amacı ve
kişisel özelliklerin etkili olup olmadığı araştırılmıştır. Belirtilen
tercih anketi yardımıyla toplanan verilerden hareketle, çoklu
lojistik regresyonlar oluşturularak parametrik modeller
geliştirilmiştir. Model bulguları incelendiğinde, derse gelirken tür
seçiminde, cinsiyet, üniversitede 1 ila 3 yıl süreyle bulunma, toplu
ulaşım kullanıyor olma gibi parametrelerin, daha yüksek
güvenilirlik algısı oluşturan aktarmasız alternatiflere yönelmede
etkili olduğu bulunmuştur. Yüksek risk alma davranışının
sınandığı güvenilirlik senaryosunda ise aktarmada metro
kullanmayanlar ile şehirde uzun süredir yaşayanların
güvenilirlikte daha büyük risk alarak yolculuk süresini kısaltmak
istedikleri ortaya çıkmıştır. Sonuç olarak güvenilirliğin kişiden
kişiye hatta aynı kişinin farklı amaçlı yolculuklarında dahi farklı
algılandığı, dolayısıyla ulaşım talep modellerinde bir maliyet
ağırlıklandırma bileşeni olarak değil; yaş, cinsiyet, gelir vb. gibi
başlı başına bir sosyo-ekonomik parametre gibi değerlendirilmesi
gerektiği anlaşılmıştır.
Güvenilirlik Yolculuk Amacı Toplu Ulaşım Belirtilen Tercih Anketi Çoklu Lojistik Regresyon
Diğer ID | JA34NJ74CT |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ocak 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 20 Sayı: 58 |
Dokuz Eylül Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi Dekanlığı Tınaztepe Yerleşkesi, Adatepe Mah. Doğuş Cad. No: 207-I / 35390 Buca-İZMİR.