Subaltern Studies, particularly in the field of social and cultural anthropology, has provided critical contexts that restore suppressed histories while criticizing Eurocentrism, imperialist biases, Enlightenment rationality, and the idea of nationalism. After the publication of Edward Said’s Orientalism, the terms subaltern and Subaltern Studies have become profoundly entangled with postmodern and postcolonial cultural studies, underlining the need for a conscious and deconstructivist approach for reading the history in order to get at the different ways in which European forms of knowledge represented the “subaltern”. Arundhati Roy’s famous novel The God of Small Things, while touching on many post-colonial issues ranging from linguistic imperialism to hybridity, is a striking display of the plight of subalterns. The subaltern in the novel can be grouped into three as “the inhabitants of Ayemenem”, “the untouchables” and “the women”. The novel scrutinises first colonial discourse and Western style of thinking about and studying the subaltern, and then how the colonizer and the colonized evolved within an unequal power relationship. Accordingly, this paper focuses on the ways in which hegemonic discourses constitute class, marginality and the objectification of the subaltern.
Post-colonialism Subaltern Touchable Untouchable The God of Small Things
Maduniyet Çalışmaları, özellikle sosyal ve kültürel antropoloji alanında, Avrupa-merkezciliğini, emperyalist önyargıları, Aydınlanma Rasyonalizmini ve milliyetçiliği eleştirirken, bastırılmış tarihleri yeniden canlandıran eleştirel bağlamlar sunmuştur. Edward Said’in Oryantalizm adlı çalışmasının yayınlanmasından sonra, önceleri Avrupai bilim türleri tarafından temsil edilen “madun” kavramını farklı şekillerde yorumlamak için tarihin bilinçli ve yapısökümcü bir yaklaşımla okunmasına duyulan ihtiyacın altı çizilmiş, böylece madun ve Maduniyet Çalışmaları kavramları, postmodern ve sömürge-sonrası kültür araştırmaları ile derinlemesine iç içe geçmiştir. Arundhati Roy’un ünlü romanı Küçük Şeylerin Tanrısı, dilsel emperyalizmden melezliğe uzanan birçok sömürge-sonrası konuya değinirken, madunların içinde bulundukları zor durumu da çarpıcı bir şekilde sunmaktadır. Romandaki madunlar “Ayemenem kasabasının sakinleri”, “dokunulmazlar” ve “kadınlar” olarak üç ayrı grupta ele alınabilir. Roman ilk olarak sömürgeci söylemin ve maduniyetin Batı düşüncesindeki yerini ve nasıl ele alındığını, sonrasında ise sömürgeci ve sömürülenin eşit olmayan güç ilişkisinde nasıl evrildiğini inceler. Bu nedenle, bu makale hegemonik söylemlerin cinsellik, marjinallik ve madunun nesneleştirilme şeklini ele almaktadır.
Sömürgecilik-sonrası Madun Dokunulabilirler Dokunulmazlar Küçük Şeylerin Tanrısı
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 5 Haziran 2020 |
Gönderilme Tarihi | 21 Mart 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 22 Sayı: 2 |